AUP:
Kabul Edilebilir Kullanım Politikaları. Birçok transit
iletişim ağı üzerlerinden geçecek bilgilerin içeriğini
kısıtlamaktadır. En çok bilinen örnek NSFNET'in ticari
kullanıma izin vermeyen kabul edilebilir kullanım
politikalarıdır. AUP yürütmesi ağa göre değişmektedir.
National Science Foundation.
Access Mechanism: Erişim Mekanizması. Bir veya birden
fazla yazma ve okuma kafasını, istenilen yazma ve okuma
konumuna getiren mekanizma. Bu mekanizma, yazma ve okuma
kafaları sabit olan sistemlerde veri ortamını hareket
ettirmek için kullanılır.
Access Privileges: Dosyalarda değişiklik yapmak ve
erişmek için imtiyaz.
Access time: Belleği okumak için gerekli süre.
Access: Depolanmış olduğu yerden bir bilgiye, (data)
veya bir cihaza (bir disket okuyucusu gibi) girişi sağlamak,
okumak veya yazmak.
ACCUFIND: Adres http//nln.com/Accufind JavaScript
motoru NetScape tarayıcınıza yepyeni bir güç ekliyor. Bulmak
istediğiniz kaynakların en iyilerini AccuFind'da bulabilir;
aradığınız kaynaklara kolayca ulaşabilirsiniz.
Accuracy: Hatadan uzaklık derecesi. Accuracy,
Precesion ile karıştırılır. Perecision, herhangi bir ölçme
işleminde hassasiyet için kullanılır.
Açılacak Doküman Adı: Web sayfasının sunucu
üzerindeki spesifik dosya adını belirtir. Kullanma
zorunluluğu yoktur.
ACTV: Klasik televizyonlardan biraz daha iyi resim
kalitesi olan HDTV sistemine geçiş olarak kabul edilen TV
yayın sistemi.
AD: Yönetsel Alan (Administrative Domain).
Ağ: Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar
sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim
sistemidir. Bir ağ WAN ve LAN'ların değişik birleşimlerinden
oluşabilir. Yerel Alan Ağı (Local Area Network), Geniş Alan
Ağı (Wide Area Network), ağlararası ağ (internet).
Ağ-Ağ Arabirimi: (Network-to-Network Interface/NNI)
Frame Relay Servisi veren ağlar arasındaki bağlantıları
tanımlar. Bu tanım Frame Relay Servisinin dünya çapında
verilmesine olanak sağlar.Frame Relay yüksek hız
ihtiyacından dolayı öncelikle LAN-WAN-LAN bağlantısında
uygulama alanı bulduğu için LAN bağlantılarına uygun PVC
desteğine dayalıdır.Uzlaşmaya varılan bu iki uygulama
dışında şu konular üzerinde çalışmalar devam etmektedir
AD/DA Çevirici: Analog ses işaretlerini sayısal
işaretlere ya da tersi işlemi aynı şekilde hazırlayan
devrelerdir.
A/D-D/A Çeviriciler: Bilgisayarlı müzik sistemlerinde
(CD, DAT, HD Recording sistemler) analog bilgileri digital'e
ya da bunun tersini yapan elektronik devreler. Bunlar
kalitelerine göre fiyatlanırlar. Sistem maliyetlerinde büyük
yer tutar. Örneğin, üzerinde bu çeviriciler bulunmadığından
Waveboard'ın fiyatı oldukça düşüktür.
Adapter (Adaptör): Direkt olarak birbirlerine uyum
sağlamayan iki konnektörün veya cihazın bağlanmasını
sağlayan bir aracı cihaz.
Adaptör: Uygunlaştrıcı, çevirici, güçkaynağı.
ADC: Analog sinyalleri karşılığı olan dijital
sinyallere dönüştüren bir cihaz.
Address: Verinin saklandığı bellek bölgesi.
Address: Bir kayıdı, bölümü veya bilginin saklı
olduğu kısımı ifade eden isim, etiket veya rakamdır.Address
(Adres)Internet'te kullanılan üç tip adres vardır. Bunlar
e-posta adresi; IP, internet ya da Internet adresi; ve
donanım ya da MAC adresidir.
Address (Adres): Bir sistem ya da ağdaki bir cihazda
veya diğer veri kaynaklarında bulunan bir dosyanın yeri için
ayrılmış özel kod. Bir kullanıcının yerini belirten dizi.
Address resolution: Alfasayısal bir Internet adresine
karşılık gelen sayısal fiziksel adrese çevirme işlemi.
Administrative Domain: Yönetsel Alan. Tek yönetim
birimi tarafından idare edilen ana sistemler, yönelticiler,
ve birbirine bağlı iletişim ağlarının bütünü.
ARPANET: İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar
AğıARPA tarafından finanse edilen ve Internet'e öncülük eden
bir uzun mesafe iletişim ağıdır. İletişim konusundaki
araştırmalara temel oluşturmuş, Internet'in geliştirilmesi
sırasında omurga rolü üstlenmiştir. ARPANET birbirine
kiralık hatlar üzerinden bağlı ve paket anahtarlayan
bilgisayar sistemlerinden oluşmuştu. Savurma Bakanlığı İleri
Araştırma Projeleri Ajansı (Defence Advanced Research
Projects Agency).
Aerial: Anten
A-F: Alçak frekans, odyo frekans, ses frekans.
A/V: Audio/Video (Ses görüntü).
A2Z: Adres http//a2z.Iycos.com/Lycos'(un A2Z klasörü
INTERNET'in kalabalık alanında yeni bir yer alıyor. A2Z'de
çocuk sayfalarından, dünya film festivallerine, UFO'lardan,
sanal fiziğe, her türlü konuyu bulabilirsiniz.
AF: Auto-focus. Kameralarda netliğin otomatik olarak
sağlanmasıdır.
AIX: IBM tarafından geliştirilen UNIX tabanlı işletim
sistemi.
Aldus Freehand: Programın modüler çalışma özelliği
ileri düzeyde. Font menüsünden Windows altında kullandığınız
tüm fontları kullanmanız mümkün. Değişik ortamlarda sunum ve
grafik özelliği de ileri düzeyde bir program.
Aldus PageMaker: PC'lerde en yaygın kullanılan
masaüstü yayıncılık programı olan Aldus PageMaker, grafik
yazılımları ve tarayıcıları ile oluşturduğunuz grafikleri
kolayca yerleştirip formatlamanıza imkan veren masaüstü
yayıncılık programı.
Alfa kanalları: Photoshop'da, dökümanı oluşturan
kanalların haricindeki her yeni kanala verilen isim. Seçili
alan, Save Selection ile kaydedildiğinde bir alfa kanalı
oluşur. Ayrıca Channels paletinde New Channel ile
oluşturulan her yeni kanal, aynı zamanda alfa kanalıdır.
Alias: Takma ad. Uzun ve hatırlaması zor bir ismin
yerine kullanılan genelde kısa ve hatırlaması kolay
isimler.
Aliasing: Bilgisayar grafik şekilerinin kenarlarında
bulunan, bazin jaggies diye de adlandırılan bir efekt.
ALL IN ONE: Adres
http//www.albany.net/allione/all1www.html/#WWW/Bu adresten
Internet dahilindeki tüm arama/tarama servislerine
ulaşabilirsiniz.
Alphanumeric: Alfabetik ve nümerik karakterlerden
oluşmuş kelime. Rakam, kelime ve özel semboller ihtiva eden
karakter seti.
ALTAVISTA: Adres http//altavista.digital.com. Digital
Equipment Co. firmasının Alta Vista tarayıcısı 16 milyon Web
sayfası içindeki 8 milyar kelimeyi önünüze getiriyor. En
büyük Web index'ine de sahip olduğunu iddia eden firma bu
index içinde detaylı ya da kalıp halinde bir araştırma
yapmanıza izin veriyor.
ALTA VISTA: Digital Equipment Co. firmasına ait olan
Alta Vista, popüler Internet tarayıcı servislerinden
biridir. Servis amacı; aradığınız bilgiye, web sayfasına
veya haber grubuna ufak bir aramadan sonra ulaşabilmenizi
sağlamaktır. 16.000.000 web sayfası ve 13.000 haber grubu
içinde arama yapabilmektedir. Alta Vista'nın size sunacağı
iki arama seçeneği ile mutlaka aradığınız bilgiye
ulaşırsınız. Alta Vista'ya http//www.altavista.digital.com
adresinden ulaşabilirsiniz.
ANSI: Amerikan Ulusal Standart EnstitüsüBu
organizasyon bilgisayar ve iletişim gibi bir çok alanda
A.B.D. standartlarını belirlemektedir. Bu organizasyon
tarafından onaylanan standartlar ANSI standartları olarak
anılmaktadır. (örneğin ANSI C. ANSI tarafından onaylanmış
bir C dilidir.). ANSI bir ISO üyesidir.
Analitik: Elektronik devrelerin matematiksel yolla
çözümlenmesi.
Analog computer: Analog hesaplayıcı (Analog
Bilgisayar).
Analog devre: Lineer devre, girişe verilenin
fonksiyonu olarak çıkışı değiştiren devre.
Analog Digital Convertor: Analog sinyali sayısal
sinyale dönüştürücü.
Analog Film Recorder: Bilgisayar ekranından alınan
bir görüntüyü, alındığı biçimde ve ekrandaki aynı ayrışımda
kaydeden bir film alıcısı.
Analog Monitor: Analog bir sinyal kullanan ve
birincil renkleri sonsuz sayıda gölgeler ya da gri bir skala
halinde gösteren bir ünite. Voltajı devamlı değişir.
Analog: İşlemden geçirilen yada yeniden orjinal bir
görüntü veya sesi temsil eden bir elektirk sinyalinin
varyasyonu.
ANCHOR: HTML dosyalarında kullanılan "anchor" aktif
döküman içinde başka bir bölgeye gitmek veya bambaşka bir
sayfaya dallanmak için kullanılır. (Genellikle altı çizili
mavi bir metin şeklindedir.)
And: Ve.
ANİMASYON: Animasyon; grafiklerin belli bir senaryo
doğrultusunda canlandırılması işlemidir. Hareket her zaman
insanların ilgisini çeker ve eğlendirir fakat animasyon işlevi
eğlendirmekten ibaret değildir. İçinde yoğun mesajlar
taşıyabilir, tasarımı ilginç kılar ve özgün bir nitelik
kazandırır. Animasyonun tüm bu görevleri yerine getirebilmesi
kullanıldığı yere, miktara ve en önemlisi kalitesine bağlıdır.
Teknik Bilgi Multimedya uygulamalarının içinde animasyonlar
teknik olarak ikiye ayrılır.
Nesne animasyonu: Herhangi bir değişime uğrayan nesne ve
yazıların ekran üzerinde hareketlenmeleri veya yer
değiştirmeleridir.
Kare animasyonu: Nesnelere değişik karelerin birbirleri
ardına oynatılmaları suretiyle hareket verilmesidir. Bu
animasyonlar mevcut filmlerle oynama (kare boyama, morfoz
vs.) veya yeni baştan film yapma yoluyla
gerçekleştirilebilir. Kare animasyonları iki veya üç boyutlu
olabilirler.
Animatic: Videoteyp'de ya da bilgisayar ekranında
gösterilen bir video programının görüntüsel dış çizgisi.
Animation (Animasyon): Ekranda görüntü hareketleri
yaratmak için tatbik edilen bir işlem. Bazı durumlarda
rendering şeklinde de belirtilebilir.2-D Animation (İki
boyutlu animasyon)Basit görüntülerle çalışır. İmge yana
döndüğü zaman düz çizgiler görülür. İmgelerin birbiri üstüne
kompoze edilmesinde kullanılır. 2.5-DÜç boyutlu efektlere
sahip iki boyutlu bir grafik.3-D AnimationEkranda perspektif
içinde hareket ettirebilmek için, bir nesnenin üç boyutlu
bir bilgisayar modelini yaratmak.
Anonim FTP: Anonim FTP kulllanıcıların kullanıcı adı
ve şifre belirtmeden Internet üzerindeki herhangi bir
yerdeki dökümanlar, dosyalar, programlar ve bunun gibi bir
çok arşivlenmiş veriyi bilgisayarınıza aktarmanıza izin
verir. Ağ üzerindeki bir kullanıcı "anonymous" kullanıcı
adını vererek güvenlik önlemlerini aşar ve sistemdeki genel
erişime açık dosyalara erişir. arşiv makinesi (archive
site), Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
Anonymous FTP (Anonim): Genel Internet kullanımına
sunulan dosyalara kullanıcıların ulaşmalarını sağlayan
yöntem.
ANSI: Amerika Birleşik Devletleri menşeli audio
visüel (visual) ve bilgisayar cihazlarında kullanılan
standartlardan sorumlu olan organizasyon.
Anti aliasing: Photoshop'un alanların eğilimli
hatlarını oluşturmak için kullandığı, alan rengi ile alan
kenarındaki renk arasında geçişi sağlayan farklı tonlarda
pikseller.
Anti-alising: Grafik görüntüde alising ortaya
çıkmasını azaltan bir görüntü-işlem tekniği. Köşelerin
keskinliğini azaltarak, daha yumuşak görünmelerini sağlar.
Antialias: Bilgisayarlardaki her resim piksellerden
oluştuğu için, eğik kenarlarda genellikle çirkin sivri uçlu
merdiven basamakları oluşur. Antialias bu kenarları
güzleştirmek için kullanılan bir metoddur.Bu esnada kenarlar
biraz silinmesine rağmen, göze subjektif olarak daha keskin
ve düz görünür. Ayrıca bu düzleştirme işlemi de daha çok
hesaplama süresi gerektirir.
AOL: AOL, America On Line'ın kısaltılmasından
oluşmuştur. Sadece Amerikada 4.5 milyon kullanıcısı olan
America On Line her ne kadar ev kullanıcılarına hizmet veren
bir sistem olsa da Internet erişimi de sağlamaktadır.
Maalesef Türkiye'de AOL bağlantısı sağlayan bir kuruluş
yoktur. Amnerica On Line hakkında daha çok bilgiye sahip
olmak için http//www.aol.com adresine bir göz atın.
Appletalk: Apple bilgisayar ürünleri ve diğer
bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak amacıyla
geliştirilmiş bir iletişim protokolüdür. Şu anda 235Kb/s
hızında çalışan Localtalk ve 10Mb/s hızında çalışan
Ethertalk gibi uygulamaları vardır.
Application: UygulamaDoğrudan kullanıcı için bir
işlevi yerine getiren program. FTP, mail ve telnet kullanıcı
programları iletişim ağı uygulamalarına örnek oluştururlar.
Archie: Internet üzerindeki bilgileri otomatik olarak
derleyen, düzenleyen ve kullanıma sunan bir sistem.
Archie'nin ilk uygulamaları sadece Internet üzerindeki tüm
FTP arşivlerini tarayıp index oluşturmakta, aradığınız
dosyaların Internet üzerindeki hangi makine ve dizinlerde
olduğunu listelemekteydi. Daha sonraki uyarlamaları diğer
bilgi türlerini de sağlamaktadır. Arşiv makinesi (archive
site), Gopher, Geniş Alan Bilgi Hizmet Birimleri (Wide Area
Information Servers).
ARCHIE: Sayısı, binleri aşan ftp sitelerinden,
istediğiniz dosyaları bulabilmeniz için gerekli olan bir
veritabanı araştırma aygıtıdır. Archie'yi kullanarak
istediğiniz dosyayı, isme, konuya ya da anahtar sözcüğe göre
aratabilirsiniz. Bu günlerde Web siteleri de bu tip
özellikler kazandığı için Archie'lerin kullanımı gittikçe
azalmaktadır.
Archie: Genel kullanıma açık anonymous FTP
dosyalarını aramak için kullanılan bir araç.
ARPANET: İleri Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar
Ağı (Advanced Research Projects Agency Network). Internet
ağı konusunda ilk çalışmalar yapılırken o ağa verilen ad.
Bugünkü Internet'in temeli.
ASCII: Birçok bilgisayarın kullandığı standart 8
bitlik haberleşme kodudur.
Aspect Ratio: Bilgisayarlı grafik işlemlerinde, bir
çerçevenin veya bir görüntünün yatay ölçülerinin, dikey
ölçülerine göre oranı. Bu oranın korunması veya kontrol
edilmesi, bir görüntünün sağlanması veya baskıya geçirlmesi
için önemlidir.
Assemble Editing: Video görüntü sekansları playbek
bir VCR'den bir VCR alıcısına, edit control cihazından,
pre-roll veya yumuşak edit sağlayan diğer imkanlardan
faydalanmaksızın direkt olarak geçirilmesi. edit olarak da
bilinir.
Assembler: Makine dilinde program üreterek bilgisayar
tarafından doğrudan işletilebilmesini sağlayan bilgisayar
programıdır.
Assembly language: Assembler dili.
ATM: Frame Relay Servisi'nin daha yüksek hızlara (45
Mbps) çıkmasını sağlayacak ATM teknolojisi üzerinden
verilmesini kapsamaktadır.
ATTRIBUTE: HTML sayfalarında kullanılan kontrollerin
(TAG) aldığı parametrelerdir. Herbir parametre kontrole yeni
bir özellik ekler. Bazı parametreler değer alır, bazıları
ise olduğu gibi kullanılır.
Audio Mixing: Mic-Mikser veya diğer bir ses miks
cihazı kullanılarak değişik kaynaklardan bir audio trak
yaratılması.
Audio Mixing: Mic-Mikser veya diğer bir ses miks
cihazı kullanılarak değişik bir audio direkt olarak
orijinalinin üstüne kaydedilir.
Audio Track: Audio sinyallerini taşıyan video teybin
bir bölümü.
Audiospace (Audio alan): Sesin özel bir etki
yapabilmesi için çeşitlendirilmesi.
Authentication: Doğrulama
Authorware: Çok medyalı gösteriler yaratmak için
kullanılanı ortaya çıkaran ve dahil edilmesi gereken video
ve audio elemanlarının belirten geliştirilmiş yazılım
programları.
AutoCAD 12-13: Çizim ve tasarım işlerinin ana kaynağı
olma özelliğini bu yeni versiyonunda da koruyor.
İşlevselliği daha da artırılarak, kullanım kolaylığında
önemli mesafe alınmıştır.
Autorec sonser: Ses kaydını en doğru seviyesinde
gerçekleştiren algılayıcı. Bu düğmeye basıldığnda müzik
kaynağı 7 saniye kadar incelenir ve en doğru kayıt seviyesi
belirlenir.
Aux: Yardımcı elemanlar; müzik setine TV, kompackt
disk, video ya da bir başka müzik kaynağının bağlanabildiği
soket.
AVC: Otomatik volum kontrolu (Volum= alçak frekans
sinyalinin büyüklüğü).
AVI: Ses ve Video özelliklerinin bir arada
kullanılabildiği dosyalar. Window's un Medya Aygıtı öğesi
üzerinden ulaşılabilir.
AWK: Unix'in özelliklerini de taşıyan oldukça güçlü
bir "yığın dilidir." Awk, Unix kabuğunun dosya işleme
arabirimlerine, "C" benzeri yapısal programlama gibi bir çok
ilave getirir.
Axis: Uzunluğu ölçümü veya konumların tesbiti için
başvurulan sabit bir hat.
|
BACKBONE: Büyük veri kapasitesine sahip bir ağı
besleyen hızlı bir hat veya bir seri bağlantıdır. Omurga
Back up: 1- Data disketlerinin 2. kopyası veya tahrip
olma, kaybolma olasılıklarına karşı yapılan yedekleme
işlemi.2- Esas elemanın işlemi tamamlayamaması halinde
işlemi tamamlamak için kullanılan yedekleme.
Background: Fon, zemin, geri plan, görüntünün arka
planı.
Backlight Correction: Video kamerada arkadan gelen
ışığı ayaralayacak objenin karanlık görünmesini önleyen
sistem.
BACKLINKING: Backlinking, Lycos tarama servisi
tarafından düşünülmüş zekice bir özelliktir. Hiçbir Web
servisi sizi başka servislere bağlayıp sonra unutumak
istemez. Bu yüzden Lycos, sizi başka bir servise bağladıktan
sonra geri dönebilmenizi sağlayan bir sistem
geliştirmiştir.
BACKGROUND: HTML özgün Web sayfaları hazırlamanız
için beğendiğiniz resimleri arkafon olarak kullanmanıza izin
verir. HTML 3.0'ı destekleyen tüm Web tarayıcıları
sayfanızın arka fonuna koyduğunuz resmi görüntüleyebilir.
Bunu yapmak için BODY tanımının hemen yanına BACKGROUND
tag'ını eklemelisiniz. Mesela "duvar1.gif" isimli bir resmi
arka fon yapmak için aşağıdaki satır yazılmalıdır
Bağlantı noktası: Sisteme dışarıdan gelen bilgi
paketlerinin her birinde hangi bağlantı noktasına gideceği
bilgisi vardır. Sistem dahilindeki bağlantı noktalarının
herbirinde bir iletişim yazılımı çalışmaktadır. Gelen paket
işlem yapılmak üzere bu bağlantı noktasına, dolayısıyla
ilgili uygulamaya aktarılır. Aktarma Kontrol Protokolü
(Transmission Control Protocol).
BANDWIDTH: Bandwidth bir aygıtın algılayabileceği
elektrik frekans alanıdır. Bu terim, iletişim teknolojisinde
bir taşıma ölçüsü olarak kullanılır. Bu terim Internet'teki
anlamı ise, belirli bir sürede ne kadar bilgi akışı
sağlandığıyla ilgilidir.
Bandwidth: Bir kanalın ya da devrenin veri iletme
oranı veya iletişim kapasitesi ölçüsü.
Bant genişliği: Belli aralıklardaki en büyük ve en
küçük değer arısındaki fark.
Barkovizyon: Video dahil, bilgisayardan aldığı tüm
sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir.
Görüntü kalitesi LCD'lere oranla daha yüksektir.
Prezantasyon büyük bir salonda geniş bir kitleye verilecekse
kullanılır. Tasarımın içinde video yer alıyorsa ve büyük
perdede kaliteli bir görüntü isteniyorsa barkovizyon
kullanmak gereklidir.
BASIC: Kelimelerinin ilk harflerinden oluşan, ilk
defa DARMOUNTH kolejinde geliştirilen en basit bilgisayar
programlama dili.
Battery pack: Bakınız Power pack.
Baud Rate: Bilgisayar kontrollu sistemlerde seri
hatlar üzerindeki bilgi akış hızı birimi.
Baud: Bilgi işleme hızı birimi. Bir saniyede gelen
bilgi sinyallerinin değeri baud olarak hızı verir. Tipik
baud değerleri 110, 300, 1.200, 2.400, 4.800, 9.400, 14.400,
28.800, 36.400.
BBS: Kullanıcıların mesaj bırakabildikleri elektronik
bülten panosu. Modem aracılığıyla bağlanılarak bilgi
alışverişinde bulunulan on-line sistemlerin genel adı.
Bilgisayarlı Bilgi Servisi olarak Türkçeleştirilmiştir. Bazı
BBS'ler üyelik üzerine kurulmuşlardır.
BCNU: (Be Seein You) Görüşürüz.
Beta: A 1/2 inçlik video kaset ölçüsü. VHS'ye
uymamaktadır.
Beyaz sayfalar: Internet kullanıcılar hakkında temel
bilgiler içeren bazı veri tabanlarını desteklemektedir. Bu
veritabanlarında kişiler hakkında sorgulama yapmak
mümkündür. Telefon defterine benzer bir işlev yerine
getirdikleri için bunlara "beyaz sayfalar" (white pages) adı
da verilmektedir. Knowbot, WHOIS. Bezier curves Manuel
ortamda pistole cetveli ile oluşturabileceğiniz düzgün
eğilimli hatların, bilgisayar ortamında oluşturulmasını
sağlayan ve eğilimli noktalardan meydana gelen çizgiler.
Binary: İkili düzen, örneğin 11001001.
Binary File: (*.BIN) Makina koduna dönüştürülmüş
dosya. Bir kaynak dosyanın, bir yüksek düzeyli dil
derleyicisi (PMA, COBOL, FTN, PRG gibi) tarafından makina
koduna dönüştürülmüş biçimi. Bu tip dosyalar, yükleyicinin
giriş formatına uygun olarak düzenlenirler. Makina koduna
dönüştürülmüş dosyalar olarak da isimlendirilirler.
Binary system: 2 tabanına göre sayı sistemi veya
ikili sayı sistemi.
Binary: 1- İki ihtimalli bir durumla karşı karşıya
kalmak. 2- 10 tabanı verinin 2 sayısını taban olarak alan
sayı sistemi. Binary sistemde sayılar yalnızca 0 ve 1
rakamlarından oluşur.
Bit Map: Bir video ekranındaki her pixel, yoğunluk ve
rengi oluşturan bit'leri tarafından kontrol edilir Pixel'ler
gridi ile tam bir video ekranına bir bit map denilebilir.
Bit: Binary rakamlardan biri. Bir bit, sıfır ya da
bir değerini taşır. Bilgisayarın tanıdığı en küçük
haberleşme birimidir.
Bit: İletilebilen bilginin en küçük miktarı. Bir
alfabetik karaketri, bir sayısal rakamı belirten ya da
sinyallemeyi ve diğer fonksiyonları değiştiren bir
kombinasyonu.
Bit: 0 veya 1 rakamlarından oluşan tek bir sayısal
birim.
Bitmap: Sadece Siyah ve Beyaz'ın bulunduğu renk modu
olan Bitmap'de, ara tonlar (%42 Siyah) olmaz. Bitmap modda
kaydedilen dökümanlarda, beyaz piksel bilgisi kaydedilmediği
için hem az yer kaplar, hem de resmin çağrıldığını programda
beyazlar şeffaftır.
Blend: Geçişme. Bir renkten diğerine, bir efektten
diğerine, bir şekilden bir başka şekle vb. çeşitli geçiş
metodlardır.
Blur: Netsizlik. Gözleri arazalı olan bir insanın,
gözlüksüz baktığında görebileceği ortam.
BMP: Grafik formatı. Windows Paintbrush öğesi
üzerinden ulaşılabilen dosya uzantısı.
BNC: Sürgülü video fiş ve priz sistemi. Pin adı
verilen fiş uçlarının sayısı önemlidir. Buna dikkat etmek
gerekir. Ayrıca televizyonun arkasında bulunan prizler,
kolay bağlantı yapılmasına imkan vermeyebilir. Evlerimizdeki
TV'ler çoğunlukla kütüphane raflarına konulduğundan arkaya
ulaşmak bazen imkansız olabilir. Bu nedenle bağlantı yerleri
ön panelde olan TV cihazlarını tercih etmelisiniz.
Boca M144EE: Her ortamda yüksek performans gösteriyor
ve 14.400 bps faks hızı sunan Boca modem, iyi bir
fiyat/performans oranıyla dikkat çekiyor.
BODY: HTML sayfalarında kullanılır. HTML sayfalarını
oluşturan kodları barındıran "Başlık" ile "Son" arasındaki
bölümdür.
Bolean: İkili sayı sitemini bulan matematikçi.
Booster: Güçlendirici televizyon sinyalini
güçlendirmek görüntünün ve sesin daha kaliteli
alınabilmesini sağlayan araç.
Boot: Sistemin istenilen seviyeden işleme başlamasını
sağlayan makine prosedürü. İlk birkaç talimat, bir giriş
cihazından gelir ve bunlarla sistemin tamamının
yüklenebilmesi sağlanır.
BOT: Sohbet amaçlı bir IRC kanalı üzerinde dinleme ve
cevaplama programları için oraya özgü (o kanalın jargonuna
ait) terim.
Bounce: Geri dönmeTeslimattaki bir hata yüzünden
gönderilen postanın bir kısmının geri dönmesi.
Boşluk şarjı: Anoda gerilim uygulanmadığında ve
fleman ısıtıldığında katod etrafında biriken elektronların
oluşturduğu küme.
BPS: Bit per second (saniyedeki bit sayısı)
Broadcast: Radyo ve TV yayınları (Yayın kalitesi).
Browser: Bir ağ üzerinde, bilgiyi aramak, bulmak,
görmek ve işlemek için grafik etkileşimli arabirime sahip
uygulama yazılımı. Tarayıcı.
BROWSER: World Wide Web üzerinde dökümanların
transfer edilip görüntülenmesini sağlayan programlara
"browser" adı verilir. Sakın Web tarayıcıların Netscape, MS,
Internet, Explorer ve Mosaic'le sınırlı olduğunu sanmayın.
http//www.browserwatch.com adresinde bir göz atın.
İstemediğiniz kadar çok ve çeşitli tarayıcıyı bir arada
bulacaksınız.
Built-in: Cihazın içine yerleştirilmiş olan sistem
veya başka bir cihaz.
BBS: İlan Tahtası SistemleriElektronik mesaj
hizmetleri veren, dosya arşivleri sunan, sistemi
çalıştıranın ilgi alınına giren diğer hizmet ve aktiviteleri
sağlayan bilgisayar ve üzerinde çalışan yazılıma BBS denir.
BBS'ler şimdiye kadar hobi olarak kullanılıyordu. Fakat
Internet'e bağlı BBS'lerin sayısı hızla artmakta ve şu anda
bir çok BBS devlet, eğitim ve araştırma kurumları tarafından
işletilmektedir. Elektronik Posta (Electronic Mail),
Internet, Usenet.
Byte: Sekiz data biti+bir parti bitten meydana gelen
bir alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII
kodludur.
Bytes: Genelde 8'bit'ten oluşan dikey ve yatay olarak
ekranda gösterilen pixel'lerin sayısının temsil eden bir bit
grubu. Data'resolution'u ile bu iki faktör görüntünün
kalitesini tesbit ederler. Daha çok sayıda pixel'i
görüntülemek için, daha fazla hafıza ve fazladan
'peripheral'lar gerekir.
|
C
CA/CG: Computer Animation Computer Graphics için
İngilizce'sinden kısaltma.
CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik
sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli Üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs Çapında Bilgi SistemiKampüs çapında
bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve
etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar.
Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan
tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema
endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki
karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda
animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek
çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon
yapmaya olanak sağlamaktadır. Elle çizilmeyen, özel donanım
yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit
resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve
kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200,
fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli
kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma
özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik
ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için
kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar
metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri
ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt
diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde
ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya
standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında
harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir.
Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim
sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise
böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu
bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler.
CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi
erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms
arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen
gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu
bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana
gövdeye de takılabilir. Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular
okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı
verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD
sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış müziği
okutabilir.
CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve
tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir.
CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen
teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera
çeşidi.
CDI (intevaktive): İçinde müzik, grafik, ve videoyu
etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır.
Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur.
Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım
gerekmektedir.
CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik
üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar
aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. Üzerine 19 saatlik
mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet
fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda
kombinasyonları mümkündür. Tüm detayları Yeşil kitapla
standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel
farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli
olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu
bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio
disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup
fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının
daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir
ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu
tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı
kitapta standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı
ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I
formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir
formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda
hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir. Daha fazla,
yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM
ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.Özel bir
okuyucusu yoktur.
CD TERMİNOLOJİSİ: CD'ler multimedya programlarının en
yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu
gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden
kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450
adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu
özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza
gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı
sağlamaktadır.
Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya
çerçeve.
Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının
animasyonu.
PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya
işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının
unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan
kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color Graphics Adapter): 320x200 çözünürlükte 4
renk gösterebilir.
CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan
ilk video interface standardı
CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda
çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile
iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI
aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı
sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale
sokarlar.
Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli
iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character (karakter): Bilgisayar tarafınrdan yazılıp
okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik,
noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için
kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD player'de yapılan programın kontrol
edilmesi.
Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin
içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle
beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden
yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen
değerler karşılaştırır. İki değer aynıysa alıcı veriyi
hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip: İnce kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin
miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın
alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video
kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt
yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir
resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka
adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış
olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da
programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da
programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server)
herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o
dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli
(client-server model), hizmet birimi (server).
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok
iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir
model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program
(server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan
kullanıcı programları (client) vardır. Örneğin bir çok yerel
iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve
ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client)
vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler
arasında paylaşılmalıdır. Kullanıcı (client), dağıtıcı
(server), anasistem-terminal modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya
kullanıcıya hizmet eden program.
Clock: Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi.
Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından
dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için
kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden
oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası.
CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu
yüzden Subractive Colour (Çıkarılan Renkler) olarak
isimlendirilir.
COAXİAL: Dış ortamdaki parazit gürültülerden
etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve
standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program
yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma
bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar
imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları
tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat
yazmak. 2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması
3- Makine dilini kullanmak. 4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah-beyaz bir
görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini
değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk
dengesini ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut): Bilgisayara başlamasını, durmasını
veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya
harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat)
ile karıştırılır.
Command İnterpreter: Komut Analizörü. Bir Turbo
DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan
bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir
sınıflandırma düzeni.
Communication Link (İletişim Hattı): İki kullanıcıyı
birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve
görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına
benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk
hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre
seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış
dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık
olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir
sinyalini temsil eder.
Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses
okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk
yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz.
Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser
kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı
eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu
2.5mil kadardır. İz genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator
Karşılaştırıcı.
Compiler: Derleyici.
Compiler: Herhangi bir programlama dili ile yazılmış
bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren
program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk
sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve
senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir
kablo yoluyla nakledilebilir. Bir kompozit içine kombine
edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde
VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında
kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan
toplu bir senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim
araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi
saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma
yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi,
dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki
fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır.
Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı
bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc
firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan
Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını
gerçekleştirmektedir.
Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir
tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet
tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve
hakkında Internet üzerinden bilgi almak için
http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine
bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya
geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki
fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha
fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli
iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle
eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip
iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir.
http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir
demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon): Hardware için, sistemi
oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam
software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı
cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının
kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan
durum.Connection (Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya
adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin
çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin
siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün
olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine
olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah
bölgelere oranla ne denli parlak olduğu
Control unit: Bilgisayarda işlemleri organize ve
kontrol eden bölüm.
Controller: Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol
eden aygıt.
Coprocessor: Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan
ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı
yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza
çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme
olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane
High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak
çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden
verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi.
Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin
bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan
bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen
isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hackers)
tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok
menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (hacker), Truva atı
(Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı
kişilere verilen isim. Hacker'ların tersine kötü niyetli
kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer
grafik malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç): Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi
veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını
gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans
arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de
kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan: Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı
William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında
kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu
bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade
etmektedir. İlk kez ünlü bilim kurgu yazarı William
Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı,
bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar
ağı ile tanımladığı bölge.
|
D
DA (Display Adapter):
Görüntü adaptörü.
DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan
dijital sinyalleri, analog sinyallere çeviren bir cihaz
DAC: Dijital ses kasedi
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri
Ajansı (Defense Advanced Research Projects Agency)
DAT: Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan
kesinlikle dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar
44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD kalitesinde
ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların
CD'ye çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1
olarak kaydedilmelidir.
DAT: (Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti
üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak
digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt yapan
teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak
standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile
çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt
formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video recorder
prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp aygıtı.
Data (Bilgi-veri): Bilgisayar tarafından üretilen ve
işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel terim.
Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde
saklı ve erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik
kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve gereksiz
tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük
şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha
az yer kapladığı gibi erişim süresini de hızlandırır. İzni
olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle
karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe
parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus: Veri hattı.
Database (Veritabanı): Bilginin çok sayıda
kullanıcının yararlanacağı şekilde saklanması.
DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon
sinyallerini uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere
gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal: Onlu.
Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik
olarak kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir.
Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler, sinyalleri
izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok
kuruluş kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder / Encoder: Bir decoder kompozit bir video
sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir encoder
ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit sinyale çevirir.
Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan
özel hat.
Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi
bulunamayan paketlerin gönderileceği rota.
Default: Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı
ve aksi belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya
değer.
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri
AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni
teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı
Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü
Internet'in geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX
ve TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini finanse
etti.
DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ
Danışma MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en
önemli sorumlulukları arasında Internet ağ adreslerini ve
özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst
alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri
vermesi gibi konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için
birincil başvuru kaynağıdır. Ağ adresi (network address), Ağ
Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar İçin
Rica (Request For Comments).
Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını
kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B alanın
kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan pikseller. Bu
piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü
oluşur.
Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi
esnasında oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews
aradığınız konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur.
Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık derecesine
göre sıralanır.
Dekuplaj: İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple: Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye
aktarılan
Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin
çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).
Delimiter: Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç
ve bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için genellikle
virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.
Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki
renklerin, olduğundan daha cansız, tram değeri düşük
görünmesi.
Device: Özel bir işlem yapabilen hardware parçası.
Printer, bir device örneğidir.
Deşarj: Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up: İki makine arasında telefon hattı üzerinden
arama yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon: Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya
da diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır
veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj, frekans, genlik,
zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.
Digital Analog Converter: Sayısal analog
dönüştürücü.
Dijital/Anolog Çevirme: Bilsayarın hafızasında
herhangi bir şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak
işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun
bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği
sesi duyarız.
Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak
amacıyla bir sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir
ses alma tekniği.
Digital Computer: Sayısal bilgisayar.
Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi
yapılan sayısal bilgiler
Digital: Sayısal.
Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog
halinde, bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına
dönüştürmek.
Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital
bilgisayar grafiğine dönüştüren bir cihaz.
DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir
şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog
sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir cihaza
iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi
duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği
ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O düzenekte bu bilgiye
analog sinyaller üretir.
En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga tablosu
sentezlemeleridir. MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi
aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine
bilgisayardan yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye
göre müzik üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur
Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı
sayesinde iletişim kurabilmektedir.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD sürücüsünü
kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış müziği okutabilir.Ses
kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar
dijital halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital
çevirme işlemi bulunmaktadır. Örneklemenin kalitesi alınan
örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir örneğin ne
kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. Örnek olarak,
l6 bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal
sesi, bir/44000 sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen
değeri 2 üzeri l6 değerden birisine (2^16) eşitlemektedir.
Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik
çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa
Audiobahn l0 bitlik örnekleme kullanılır. ADPCM PCM`in
değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma olanağı sağlar.
Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az
olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu
sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli üretebilen
işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı basit dalga
şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde
belirleştirerek yapmaya çalışırlar.
Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı
basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir
ses datasına yaklaşmaya çalışırlar. Bu tabi ki çok zordur.
Etrafımızda duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla
Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit edilmesi
bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM
sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten
FM sentezleme ile elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik
devreleri bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız.
Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de
kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli
ses elde etmek için daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM
sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili
bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok
Adlip uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM
sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha
mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory (dizin): Depolama bölümü için her dosyaya
ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini
veren tablo.
Disket: Software veya data kaydetmeye yarayan, düz,
eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu zarf
içindeki çevre birimi.
Display size: Bir monitörde, kullanıcının
çalışabileceği gerçek ekran alanı
Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden
optik işaretlere çevrildiği düzen.
DCE: Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama
arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi işlevlerinden
oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik mimariye sahip
bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan
mimari. Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük
edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation)
tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol
edilmektedir.
Distorsiyon: Bozulma, değişikliğe uğrama, girişe
uygulanan ya da üretilen sinyalin orijinal dalga şeklinde
bulunmayan özelliklerin çıkışta meydana gelmesi.
Distorsiyon, haberleşme sistemlerinde önemli bir problemdir.
Arzu edilmez. Çeşitleri: Genlik,
Atenüasyon, Geçiş, Gecikme, Sapma, Harmonik, İçmodülasyon,
Lineer olmayan, Faz, Optiksel, Aralık distorsiyonlarıdır.
Distorsiyon: Orijinal sinyalin faz, frekans, genlik
ve dalga şekli bakımından bozulmaya uğraması.
Distortion: Bir devrede giriş karakteristiğinin
çıkışta tam olarak yeniden elde edilmemesi, şekil bozukluğu,
deformasyon, distorsiyon, sesin güçlendirilmesi sırasında
oluşan bozulma miktarı. Oran, yüzde 1'den küçük olmalıdır.
Müzik seti alırken broşüründe bu oranın düşük olmasına
dikkat etmek gerekir.
Distributed database: Dağıtılmış
veritabanıKullanıcıya tek bir veritabanı gibi gözüken fakat
ayrı yerlerdeki veritabanlarından oluşan veritabanı. Buna
iyi bir örnek olarak Alan Adı Sistemi'ni (DNS-Domain Name
System) verebiliriz.
Dizüstü bilgisayarlar: Multimedya tasarımı bir
dizüstü bilgisayarın sabit diskine kopyalanır ve mevcut
ekranından gösterilir. Prezantasyon birebir veya birkaç
kişiye yapılacaksa kullanılır.
DNS: Alan İsmi Sistemi (Domain Name Server).
DNS: Bağlanılan sunucu ismini açık Internet adresine
çevirmek için kullanılan bir mekanizmadır. Internet üzerinde
aynı adlı iki veya daha fazla sunucu isminin olmaması da
yine DNS sistemi sayesinde gerçekleşmiştir.
DNS: Internet alfanümerik adreslerini sayısal
adreslere (IP numarası) çeviren yöntem.
DOCUMENT: Bir HTML dosyasının tüm içeriğine birden
döküman denir. DOL: Dinamik seslerin fizyolojik düzeltimi.
Domain: Alanterimi Internet'te oldukça fazla
kullanılmaktadır. Bu terim Yönetimsel Alan mevzusunda ve
Alan İsmi mevzusunda geçmektedir. Yönetsel Alan
(Administrative Domain), Alan İsmi Sistemi (Domain Name
System).
DOMAIN NAME: Internet sitesini tanımlayan isimdir.
Bir "Domain Name" noktalarla ayrılan iki ya da daha çok
parçadan oluşmak zorundadır. Bir makinenin birden çok ismi
olabilir, fakat bu adreslerin hepsi aynı makineyi işaret
eder. Ortada, gerçek bir bilgisayar olmamasına karşın bir
"domain name" olabilir. Bu, Internet'te bir Web sayfası
olmasını isteyen firmalar tarafından sıklıkla kullanıllan
bir yöntemdir. Bu erişimi sağlayan firmalar genellikle
"Internet Erişim Sağlayıcılarıdır. Web sayfasına gelen
postalar öncelikle ana makina tarafından alınıp, sonradan
sanal "domain name"e sahip makinaya iletilir.
Domain Name System: Alan Adı SistemiDNS genel amaçlı
dağıtılmış (distributed), kopyalanmış (replicated) veri
sorgulama (data query) hizmetidir. Temel kullanımı bir
sistem ismi vererek bu sistemin IP adresini bulunmaktır.
Internet üzerinde kulllanılan sistem isimleri alan adı
(domain name) olarak anılmaktadır, çünkü yazım şekilleri DNS
tarzına uygundur. Bazı önemli alanlar arasında .COM
(ticari-commercial), .EDU (eğitim-educational), .NET (ağ
işletimi-network commercial), .GOV (hükümet), ve .MIL
(askeri-military) alanlarını sayabiliriz. Ayrıca bir çok
ülkenin kendine ait alan adı vardır; .TR Türkiye, .AU
Avustralya gibi. Alan Adı Sistemi STD 13, RFCs 1034 and
1035'te tanımlanmıştır. Tam Tanımlı Alan İsmi (Fully
Qualified Domain Name).
Domain: Bir Internet adresinde kullanıcı adının
sağındaki kısım. Mesela; cc.İTÜ.edu.tr
DOS: Bilgisayarın bilgi girişi ve depolama işlemleri
için hazır hale gelmesini sağlayan işlemler topluluğu. Dos
İşletim Sistemi.
DOSKEY: Komut isteminde girilen komutları tekrar
kullanmak için bazı klavye kısa yol tuşlarını kullanır.
Yukarı ok tuşunu kullanarak bilgisayarı açtıktan sonra
girdiğiniz komutları yeniden çağırabilirsiniz.
Dot address (dotted decimal notation): Noktalı adres
(noktalı sayısal gösterim) Nokta adres terimi A.B.C.D gibi
gösterilen IP adreslerini nitelemek için kullanılır, her
biri harf toplam dört byte'lık IP adresinin onluk düzende
gösterilen bir byte'lık kısmını oluşturur.
DOT Pitch: Monitör ekranında beliren beneklerin
arasındaki mesafenin ölçüsü.
Double density: Standart tek yoğunluklu disketlere
göre iki katı depolama kapasitesi olan disket çeşidi.
Double precission: Her sayıyı ifade etmek için iki
bilgisayar kelimesi kullanma işlemi. Hesaplama işlemlerinde
fazladan hassasiyet gerektiğinde bu teknik normal durumun
iki katı hane sayısı kullanılır.
Double sided: Her iki yüzüne de bilgi yazılabilen
disket çeşidi.
Dove: DOS ve WİNDOWS ortamları için harici ve dahili
faks/modem cihazları
Downlink: Uydudan dünyaya sinyal nakli
Download: Program ve / veya bilgilerin dosyalarını
bir bilgisayarndan bir başka cihaz veya bilgisayara
geçirmek.
Download: Bir bilgisayardan, ona bağlı diğer bir
cihaza (genellikle bir hizmet biriminden bir PC'ye) program
ya da veri aktarmak.
Downsampling: Photoshop'da, bir resmin boyutlarının,
piksel atılarak küçültülmesi.
DPI: Dot per Inches. Film çıkış cihazlarının, bir inç
karelik alana (2.5 cm x 2.5 cm.) pozlayabildiği nokta
sayısını belirtir. Bir döküman çıkışa gönderilirken, Dpi
değeri, Lpi değerinin en az 16 katı olmalıdır. Daha fazla da
olabilir.
Drag and Drop: Bir ekran nesnesini (ikon) seçip
işaretleyerek, bir başka ekran nesnesinin içine koymak
anlamında kullanılan bir GUI deyimi.
Drain (dreyn): FET transistörün taşıyıcıları
toplayan, bipolar transistördeki kollektör elektrodunun
karşılığıdır.
Drift: Sürüklenmek, yığılmak, birikmek, tıkanmak,
Drive: Magnetik elemanları yazıp okuyabilen ve
CPU'nun işlem yapabilmesini sağlayan araç. (sürücü)
Driver: Harici teçhizatı kontrol etmek veya diğer
programları yürütmek için kullanılan bilgisayar programı.
DSP: Sayısal sinyal işleme.
Dual: İkili, çift.
Düğüm: Bilgisayar ağına bağlı, ve adresi verilerek
erişilebilen cihaza verilen isim. anasistem (host),
yöneltici (router).
Dump: Bir bilgisayarın hafızasının içeriğini
görüntülemek, yazmak veya depolamak
Duotone: Bir resmin, bir veya dört ayrı spot renk ile
basılmasını sağlayan, eskinin dubleks tekniğinde efekt
üretmemizi sağlayan mod.
|
E
E-mail (E-posta)
:
Elektronik mektup. Internet üzerinde kişisel mektupların
bir noktadan bir diğerine yollanması için kullanılan
yöntem.
E-MAIL: Internet'e bağlı makineler birbirlerine
elektronik-posta atmak suretiyle haberleşebilirler.
Elektronik-postalar'a tarih, saat, gönderen kişi, postayı
alması gereken kişi ve postanın konusu mutlaka yazılmalı,
sade ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.
E-posta adresi: Belirli bir hedefe elektronik posta
göndermek için kullanılan alan adı tabanlı adres ya da UUCP
adresi. Örneğin: İlhami net. com.com gibi.ünlemli makine
adresi (bang path), Unix'ten Unix'e Kopya (UNIX-to-UNIX
CoPy).
E-zine (Electronic magazine): Internet üzerinde
periyodik sürelerle yayınlanan dergiler. Bazıları ücretli
olup değişik ilgi alanlarında çıkar.
EARN: Avrupa Akademi ve Araştırma Kurumları Arası
Bilgisayar Ağı (European Academic and Research Network)
Echo: Yankı
EDTV: İngiltere'de IBM (Independent Broadcasting
Auttorih) tarafından geliştirilen televizyon sistemi,
Ekranın yükseklik ve en oranı HDTV ile aynıdır (16.9). Ancak
satır sayısı yine 625'tir.
EEPROM: Elektriksel olarak sürekli silinip,
yazılabilen EPROM denilebilir. Silme işlemi ultraviole ışık
yerine, elektrik akımıyla yapılmaktadır.
EFF: Electronic Frontier Foundation
EFFECT PROCESSOR: Stüdyoda eko, derinlik ve değişik
dinleme hacimlerinin etkilerini yaratan sistemler.
EHT: Ekstra (fazladan) yüksek gerilim.
ELA: Amerika Birleşik Devletlerinde öngörülen audio
ve video standartlarının tespit eden kuruluş.
Elapsed time: CD'de çalınan bölümlerin süresine
gösteren hane.
Electronic Editing: Program bölümlerini video bandına
fiziki anlamda kesilmeden yerleştirmek ya da monte etmek.
EFF: Bilgisayar kullanımının, dolayısıyla iletişim ve
bilgi dağılımının gitgide artamasının toplumda yarattığı
sosyal ve hukuksal etkileri saptamak için oluşturulmuş bir
kurum.
Electronic Mail (email): Elektronik Posta
(e-posta)Bir bilgisayar kullanıcısının aralarındaki iletişim
ağı vasıtasıyla diğer bilgisayar kullanıcıları ya da
kullanıcı grupları ile mesaj alışverişi yapıtığı sistem.
Elektronik posta Internet'in en popüler kullanım
alanlarından birini oluşturmaktadır.
Electronic: Elektronik: Elektronun hareketini
boşlukta ve yarı iletkende kontrol eden bilim dalı.
ELEKTRONİK YAYINCILIK: Multimedyanın ana kullanım
alanlarından biridir. İletişim teknolojisinin ulaştığı son
nokta multimedya ve Internet'dir. Bu nedenle medya kavramını
oluşturan tüm birimlerin (Televizyon, ansiklopedi, katalog,
kitap, dergi, gazete vs.) yüksek teknolojiyi kullanarak daha
iyi hizmet vermek ve bu yolla rakiplerini de teşvik etmek ve
bir yerde toplumsal sorumlulukları altına girmektedir.
Günümüzde ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle multimedya,
medyanın tüm işlevlerini yerine getirememektedir. Bu ekonomik
olanaksızlıklar sebebiyle multimedya henüz alternatif bir
yayıncılık olarak uygulanmaktadır. CD-ROM kullanabilme imkanı
olmayan kesim gözönünde bulundurularak, genellikle yazılı
metaryalin ekinde gönderilmektedir.Avantajları:Birden fazla
ansiklopedi bir CD-ROM içinde yer alabilir.
CD-ROM içindeki bilgiler ve sesler, fotoğraflar ve filmlerle
desteklenebilir. CD-ROM baskı maliyeti kağıt baskı
maliyetinden çok daha düşük olduğu gibi, iyi korunduğu
takdirde 100 yıl kullanılması mümkündür. On ciltlik bir
ansiklopedi yerine 100gr.'lık bir CD-ROM'un dağıtımı çok
daha kolay ve ekonomiktir. CD-ROM'un güncelleştirilmesi daha
basit ve az maliyetlidir. Etkileşim faktörü son kullanıcıya
büyük zaman ve kullanım kolaylığı kazandırır.
Emisyon: Katı, sıvı yüzeyden ya da genellikle bir
metalden elektronların elektromanyetik radyasyon yoluyla
veya elektronların ısı yoluyla açığa çıkarılması.
Encoder: Kodlayıcı.
Enhance: Temel bir imgeyi, daha iyi dizayn
standartlarına ve görüntüsel anlatma ulaştırma için yapılan
işlemler.
Entegre devre: Bir çok devrenin veya devre
kısımlarının bir muhafaza içinde bir araya getirilmesi
(toplayıcı).
EP: Video veya kamerada hızın düşürülerek bant
kapasitesinin iki misline çıkarılması
EPS: (Encapsulated PostScript) Sınırlandırılmış
PostScript diyebiliriz. Bir dökümanın PostScript dilinde
kaydedilmesi.
EQUALIZATION: Ton kontrol (Bas-orta-Tiz) seslerin
işlenmesi, düzeylendirilmesi ve bu prensiplere verilen
isim.
Equalize: Videoda görüntü sinyallerinin
karakteristiklerini kontrollü bir şekilde değiştirmek.
Erase: Magnetik bir bilgiyi yenilemek veya silmek.
Error mesajı: Hardware veya software uygulamalarında
uygun olmayan bir data girişinin yapıldığını belirten
görülebilir veya duyulabilir uyarı.
Ethernet: Başlangıçta Xerox tarafından geliştirilen,
daha sonra Digital, Intel ve Xerox (DIX) tarafından
düzenlenen 10Mb/s iletişim ağı standardı. Eşmerkezli
(coaxial) bir kabloya bağlanan tüm sistemler kabloyu
kullanmak için (CSMA/CD denilen bir yönteme göre mücadele
ederler. Yerel Alan (Local Area Network).
EXCITE: Adres: http://www.excite.com/Gerçekten ne
istediğinizi bulamıyorsanız, Excite'ın gelişmiş yardımcı
teknolojisi sayesinde ne istediğinizi bulabilirsiniz.Her
hafta yenilenen 11.5 milyon tam text sayfası, Konularında
oldukça bilgili olan yazarlar ve makaleleri, Use Net haber
grupları, saatlik haberler, yorumlar ve INTERNET üzerindeki
ilk interaktif çizgi film gösterisi.
Extension: Dosya adından sonra yazılan üç karaktere
kadar ek. Extension, dosya adının belirleyicisi veya
ayırıcısı olarak görev yapar. Dosya adından (.) ile ayrılır.
.DOS, .AVI, .WRI, .BAS vb.
Exterpolation: Bilinen iki noktanın dışındaki
bilinmeyen üçüncü noktanın bulunmasına dayalı matematiksel
işlem türü. Tersi, İnterpolasyon'dur.
|
F
Fade in/out: Görüntünün yavaş yavaş
açılması/kararması, Video kamerada fader düğmesine basıldığı
zaman devrye girer. Görüntünün karanlıktan yavaş yavaş
belirmesini istiyorsanız objektin yandaki FADER düğmesine
basarsanız kayıt düğmesini kapatıp kaydı bitirirdiğinizde
görüntü yavaş yavaş kararacaktır. Eğer fader düğmesine iki
kez basarsanız görüntü mozaik biçimi kararıp kaybolacaktır.
Bu özellik de monitör ekranından görülebilir. Görüntünün
normal açılıp kapanmasında FADER yazısı, mozaik kararma ise
M.FADER yazısı görülür. Bu özelliği kullanmaktan
vazgeçtiyseniz tekrar FADER düğmesine basınız. Ekrandaki
yazı da silinecektir.
FAQ: Sıkça Sorulan Sorular (SSS).
Fast motion: Hızlı hareket.
Feasibility Study: Olurluk İncelemesi (Fizibilite
etüdü)Bu terimin bir başka söylenişi de ön-incelemedir ve
aşağıdaki üç alan ile ilgilidir: 1- Mevcut sistemin veya
sistemin içinde işlediği çevrenin karakteristikleri ve
özellikleri, 2- Yeni bir sistemin geliştirilmesinin mi yoksa
mevcut sistemin gözden geçirilerek düzenlenmesinin mi uygun
olacağının incelenmesi, 3- Önerilen sistemin, incelemeyi
yaptıran kuruluş veya organizasyon için gerçekleştirilebilir
olup olmadığının incelenmesi.
Feather: Erime. Select, Feather.
FCC: İletişim ve yayıncılıkta hava dalgalarının
kullanılmasını kontrol eden hükümet dairesi.
Feding: Alıcıda ses dalgalarının hava ve coğrafi
şartalara göre değişmesi olayı.
Feedbck: Bir mikrofonun kendi Hoparlörlerinden çıkan
ses vasıtasıyla yeniden ses yaratma işlemi. Zil sesi ya da
diğer tiz sesleri gibi.
Fetch: Bilgisayarda emirlerin getirilmesi.
Fidelite: Kalite
Field: Belirli kategorideki datalar için ayrılmış
kayıt bölümleri.
Filcker: Televizyon ekranıda ışık kırpışması.
File protection: Depolama cihazında, mesela diskette;
beklenmedik data silinmelerini önlemek için kullanılan işlem
veya cihaz.
File Server (Dosya Hizmet Birimi): Uzaktaki
kullanıcılar (istek birimleri) için dosyalara erişim
sağlayan bilgisayar.
File system: Dosya sistemi.
File transfer: Dosya aktarmaBir bilgisayardan diğer
bir bilgisayara dosya aktarma işlemi Dosya Aktarma Protokolü
(File Transfer Protocol), Kermit.
File Transfer Protocol (FTP): Dosya Aktarma
ProtokolüBir sistemdeki kullanıcının iletişim ağı üzerinden
diğer bir sisteme erişme-sini ve oradaki dosyaları kendine
veya kendi dosyalarını oraya aktarmasını sağlayan protokol.
Ayrıca, FTP kullanıcıların bu protokolü kullanmalırını
sağlayan programa verilen isimdir. Protokolün tanımı STD 9
ve RFC 959'da yapılmıştır. anonim FTP (anonymous FTP).
File: Bilgisayar tarafından bir bütün olarak kabul
edilen, birbirleri ile ilgili data gruplarının toplandığı
program.Filitre: Süzgeç, süzme
Fill Pattern: Yazılımda bulunan esas renk ve dizayn.
Bir tablo ya da çizimin bölümlerine biçim vermek için
kullanılır.
Film strip: Yatay pozisyonu 18mm x 24mm'lik bir
görüntü olan bir devamlı film bandında durağan imgeler.
Filter: Bir audio veya video sinyalinin frekansında
bant veya disk hızına oranla görülen ani değişim.
Finger: Belirli bir kullanıcı hakkında bilgi veren
programdır, ayrıca kendi sisteminizde veya uzak sistemde
giriş yapmış kullanıcıları listelemek için de kullanılır.
Genelde kullanıcının tam adını, ne kadar zamandır işlem
yapmadan beklediğini, hangi terminal hattından bağlandığını,
ve terminalin yerini gösterir. Bunlara ilaveten eğer
mevcutsa kullanıcıya ait .plan ve .project dosyalarını
görüntüler.
Finger: Sizin bağlı bulunduğunuz ağdaki kullanıcılar
hakkında bilgileri bulmanızı sağlayan bir protokol. Bazı
ağlar dışarıdaki sistemlerden arama yapılmasına izin vermez,
bazıları ağ içinden de izin vermez.
Fixed disk: Data depolaması için kullanılan, çevre
etkilerinden korunmak için sıkı kalıplara alınmış hard
disk.
Flame: (Hiddetten dolayı) parlama. Elektronik posta
mesajında bir şey hakkında sert eleştiri ve düşüncelerin
tahrik edici bir şekilde ifade edilmesi. Kişiler
birbirlerine parlamamaları gerektiği konusunda parlamaya
başlarsa parlama savaşları ya da bir başka deyişle parlama
festivalleri oluşur. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Flame War: Canlı olarak yapılan, zaman zaman nezaket
kurallarının unutulduğu hararetli ve heyecanlı tartışma.
FLC,FLI: Animasyon formatı. İlk olarak Autodesk
tarafından kullnılmaya başlanılan bu format günümüzde bir
çok grafik yazılımında kullanılmaktadır.
FLI/FLC: FLI ve buna bağlı olarak sonradan çıkan FLC
formatı, PC'deki animasyonlar için standardı belirliyorlar.
Autodesk tarafından Autodesk-Anima-tor ile birlikte
geliştirildi ve bir süre sonra da FLC formatı ve Animator
Pro olarak genişletildi. FLI, 320X200 çözünürlüğünü, FLC ise
256 renk 1024X768'e kadar olan tüm çözünürlükleri
destekliyor. FLI/FLC formatının değişik mutasyonları
15/16/24 bit renk derinliği sunuyorlar, ancak bunlar
standarttan sapıyorlar ve özel bir Player gerektiriyorlar.
Floating point aritmetic: Programın radix noktası
(virgülün bulunduğu yer) otomatik olarak hesaplayıp
kaydettiği hesaplama çeşididir. Programlayıcı, bunu
hesaplamaya uğraşmaz.
Flowchart: Programdaki işlemi grafik metodla
gösterme.
Focal Blur: Raytracing ile hesaplanan resimlerde
önden arkaya kadar her şey tam olarak keskin değil. Bu ise
hiçbir şekilde görme alışkanlıklarına uygun değil. Çok
yakında duran bir cisme bakıldığında arkadaki her şey keskin
görünmez. Bazı Raytracerlar bu efekti simüle ediyorlar ve
böylece resimler çok daha doğal görünüyor.
Font: Romen, italik, Helvetica vs. cinsinden yazı
karakterleri.
FOOTER: HTML dökümanının "dip" bölümüdür. Bu bölümde
genellikle tarih, yapımcı ve döküman hakkında bilgiler
bulunur.
For Your Information (FYI): Bilginiz İçinRFC'lerin
TCP/IP ve Internet konusunda bilgi veren, teknik standartlar
ve protokol tanımları içermeyen, bir alt grubudur. Request
For Comments, STD.
Fore front Venüs: 486DX2/66 tabanlı, aktif matris
renkli ekrana sahip güçlü bir notebook. Bellek 8,12 ve
20MB'a yükseltilebiliyor. Ayrıca harici disk sürücü, PCMCIA
yuvasına takılan Faks/Modem ve harici batarya şarj cihazı
takılabiliyor (ve şimdi de Pentiumlara uyumlu).
FORM: HTML sayfalarında Web servisine bağlanan
kullanıcıdan Web tarayıcısı sayesinde bilgi almak için
kullanılır. Daha sonra bu bilgiler sunucu makinede kurulu
olan özel bir programla değerlendirilir. Web sayfaları
üzerinde formlar yaratmak için CGI programlamayı bilmek
gerekir. CGI hakkında daha çok bilgi edinmek için
http://the-inter.net/www/future21/html.html sayfasına bir
göz atabilirsiniz. Bu adreste Web sayfası yaratmak ve CGI
ile formlar yaratmak hakkında güzel bilgiler bulacaksınız.
FPU: (Floating Point Unit. Kayan Nokta Ünitesi.) CPU
üzerinde bulunan ve çok hassas işlemlerin yapılmasında görev
alan ünite.
FQDN: Tam Tanımlanmış Alan İsmi (Fully Qualified
Domain Name).
Freenet: Ücretsiz ağE-posta bilgi hizmetleri,
etkileşimli iletişim ve konferans gibi işlevleri olan halke
açık sistemlere verilen isim. Freenet'ler kişiler ve
gönüllüler tarafından finanse edilir. A.B.D. freenet'leri
bilgisayarla iletişimi halka açık kütüphaneler gibi yaygın
hale getirmeye çalışan NPTN (National Public Telecomputing
Network) üyesidirler.
Freeware: Ücretsiz kullanılabilen yazılım. Bu
programları hiçbir ödeme yapmadan kullanmak mümkündür.
Programın satılması ise ancak izin verilmiş ise mümkündür.
Dağıtılması ise serbesttir.
FTP (File Transfer Protocol): Sadece bir protokol
değildir, bu protokol Internet üzerinde veri yollamanın ve
almanın en çok kullanılan biçimidir. FTP kullanılarak başka
bir Internet sitesine "login" olunur ve buradaki dosyalara
"site sorumlusu"nun hak tanıdığı kadar erişim sağlanır.
FTP: Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer
Protocol).
FTP (File Transfer Protocol): Çeşitli sistemler
arasında dosya aktarımı yapılmasını sağlamak için kullanılan
bir protokol.
Full-Motion Video: Gerekli sayıda imge (saniyede 30
Frame) yarattıkları için televizyonda görülenleri envüle
eden video sekansları.
FQDN: Tam Tanımlanmış Alan Adı:FQDN bir sistemin tüm
alan adını içeren adresine denir. Örneğin asiyan bir sistem
adıdır, asiyan.cc.boun.edu.tr FQDN'dir anasistem (hostname),
Alan İsmi Sistemi (Domain Name System).
Function keys: Keybord üzerindeki belirli tuşlardır
ve basıldığında bilgisayara belli bir işi yapma talimatı
verir. Fonksiyon tuşları, kullanılan uygulama programına
bağlı olarak belirlenebilir.
Function: Özel talimatlar aracılığı ile belirlenen
bilgisayar işlemidir. (Alt) Bazı GWBASIC fonksiyonlar COS,
EOF, LEFTS, TAN
|
G
Galley View:
Nota yazımının daha seri bir şekilde yapılması için düzenlenen
sayfa.
GAME LAN:
Adres: http://www.gamelan.com/Bu günlerde popüler olan Java
uygulamalarından bir derleme. katigorilere göre sıralanmış.
GAMES
DOMAIN: Adres: http://www.gamesdomain.com/Favori oyununuz
hakkında arama yapmanıza olanak sağlayan bu sayfa oyun
meraklıları için tasarlanmış.
Gamma
(Düzeltme): Dijital resimlerin kaydedilmesi sırasında (256
renkten daha az içeren resimler dışında) resmin aydınlığı
(ışığı) 256 basamakta kaydedilir. 255 maksimum aydınlık, 0 ise
minimum aydınlığa (ışığa) karşılık gelir (siyah). Aydınlık ='dan
255'e doğru doğrusal olarak artar.Bilgisayar monitörü, renkleri,
elektronlar tarafından uyarılan ve böylece aydınlanan
fosforlarla gösterir. İdeal duruma karşılık fosforun aydınlatma
eğilimi doğrusal değildir. Piksel değerinin monitördeki gerçek
aydınlıktan sapan faktörü de hesaba katılmalıdır. Bu değere
Gamma değeri denir.
Gamma:
Orta tonlar. Ekranınızın Gamma ayarını, Photoshop klasöründeki
Goodies'de bulunan Calibration'daki Gamma'yı Sistem Klasörü'ne
atarak yapabilirsiniz. Standardı 1.8'dir. Renk sapmalarını
Balance'daki RGB sürgülerle giderebilirsiniz.
Gamut:
Tarayıcıların, film çıkış cihazlarının vb. kabul ettiği renk
sınırlama, tanıma limiti.
GATEWAY:
Gateway, teknik olarak aynı türden olmayan iki protokol'ün
anlaşılmasını sağlayan donanım ya da yazılım anlamına gelir.
Örneğin Compuserve'ün kendi mesaj formatı ile Internet "e-mail"
formatı arasında değişimi sağlayan bir "geçiş kapısı" vardır.Ama
bu terim Internet üzerinde genellikle, bir sistemden diğer bir
sisteme geçiş sağlayan bir mekanizmayı anlatır.
Gateway:
GeçitAynı işlevlere sahip fakat farklı yapılardaki ağlar
arasında verileri aktaran cihaz ya da programlara verilen isim.
mail gateway, router, protocol converter.
Gateway:
İki ağ arasındaki geçit. Bu şekilde bir ağdan diğerine veri
iletimi yapılır.
GCC:
GCC ürün grubunda postscript laser yazıcıların yanısıra
ColorFast Digital Film Kayıt cihazı ile ColorTone
Dye-Sublimation renkli fotorealistik yazıcı üniteleri yer
almaktadır.
GCR:
Gray Component Replacement. Orta tonlardan faydalanarak Siyah'ın
üretilmesini sağlayan bir teknik. GCR'de koyu bölgelerde, her
renkte de tram vardır.
Ghost:
Ekranda gölge, kayma, görüntünün çift görünmesi (=double
image).
GIF:
Grafik dosyalarını sıkıştırmak ve böylece veri aktarma
zamanından tasarruf etmek amacıyla Compuserve tarafından
yaratılmış birer grafik formatıdır. Web dokümanlarında sık sık
kullanılır.
GIF:
WWW üzerindeki görüntü dosyaları için kullanılan standart bir
format. GIF dosya formatı, dosya büyüklüğünü azaltan bir
sıkıştırma yöntemi kullandığı için oldukça popülerdir. Gigabyte
(G veya GB): Bir milyar bayt.
Global
search: Bir değişkeni referans alarak, (karakter veya komut
olabilir) text içerisindeki her türlü görünümünü vererek
araştırma şekli.
GNN SELECT:
Adres: http://gnn.com/gnn/wic/wics/index.html INTERNET'in size
sunabileceği en iyi servisler. Eğlenceden ulaşım'a her şey
GNN'de var.
GOPHER:
Internet üzerinde hypertext kullanmadan değişik menölerdeki
materyallere ulaşmayı sağlar.
Gopher:
Internet üzerindeki bilgilere hiyerarşik menöler halinde erişimi
sağlayan dağıtılmış bilgi hizmetidir. Gopher kullanıcının bir
kullanıcı programı (client) kullanarak tüm gopher
dağıtıcılarındaki (servers) bilgilere ulaşmasını sağlar. Tüm
dağıtıcılardaki bilgilerin toplamı gopher uzayı oluşturur.
Kullanıcı ve dağıtıcı programları Internet üzerinde ücretsiz
olarak mevcuttur. Archie, arşiv makinesi (archive site), Geniş
Alan Bilgi Hizmet Birimi (Wide Area Information Servers).
Grab
Utilitiy: Herhangi bir programdan bir ekran görüntüsünü
kapatarak bir diğer program vasıtasıyla imgeleme veya yapım
maksadıyla bir diğer file veya çıkışa nakleden küçük bir RAM-
Dayanıklık programı.
GRAFİK: İletişim; kelimelere bağımlı kalmaktansa değişik
şekiller, boyutlar ve renkler kullanılarak
zenginleştirilmektedir. Multimedya grafik kavramının içinde
tanıdığımız iki unsur bulunur. Bunlardan birincisi fotoğraf,
ikincisi resimdir. Bu iki unsur multimedyaya anlaşılırlık ve
görsel zevk katarlar. Yerinde kullanılan nitelikli bir grafik,
yazı veya sözle verilebilecek mesajlar taşıyabilir.
Teknik Bilgi:
Çözünürlük: Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne kadar net
görüneceğini belirler. Grafik ne oranda büyütülürse veya aynı
büyüklükte ne kadar daha net gösterilmek istenirse diskte
kaplayacağı yerde o kadar büyük olur.
Renk bilgisi:
Bir grafiğin içinde bulundurduğu renk sayısını belirler. Gerekli
yöntemler doğru olarak uygulanırsa genelde 256 renk yeterli
olur. Grafikler binlerce veya milyonlarca renkten oluşursa
diskte kapladıkları yer çok daha büyük olur.
GRAFİKLER:
Daha büyük olmaları ve yavaş yüklenmelerine rağmen grafiklerin
görsel çekiciliği her zaman web servislerini onları bolca
kullanmaya itmiştir. Günümüzde Internet üzerinde sıkça
kullanılan ve güçlü sıkıştırma algoritmalarına sahip iki grafik
formatı vardır: GIF ve JPEG. Grafikler hakkında ipuçları
istiyorsanız bir UseNet haber grubu olan comp.infosystems.
www.authoring.images adresine bağlanabilirsiniz.
Graph Area:
X veya Y yayları arasında bilinen bir grafiğin yaratıldığı
alan.
Graphic
Adapter: Bir bilgisayarda bütün görüntü yaratan
fonksiyonları yürüten devreler.
Graphic:
Objelerin kelimeler olarak değil de resim olarak
görüntülenebilmesini sağlayan hardware/software özelliği. Bu
işlemlerde çizgi çizebilme ve çeşitli işlemleri uygulayabilme
özellikleri vardır.
Graphics
Display: İş dünyasında kullanılan grafikleri görüntülemek
gibi özel durumlar için dizayn edilmiş yüksek performanslı bir
gösterim terminali.
Grayscale:
Beyaz ve siyah arasındaki gri tonların eşitliği
Grayscale:
Siyah/Beyaz dökümanları tarama modu.
GROFPWARE:
Aynı bilgiler üzerinde çalışan, aynı binada, odada veya ağ
üzerinde çalışan bir grup insan için tasarlanan programlara
denir.
GUI
(Graphical User Interface): Grafik Kullanıcı Arabirimi.
GUI:
Karaktere dayalı bilgisayar ınterface'leri ve DOS için
kullanıcıya kolaylık sağlayan bir alternatif. Kullanıcıya
karakterlere dayalı bir kumanda klavyesinde yazmak yerine bir
dizi kumanda seçeneğinden istediğini vurgulama imkanı verir.
|
H
Hacker:
Bilgisayar hastasıBilgisayar sistemleri ve iletişim
ağlarının yapısını derinlemesine anlamaktan zevk duyan kişi.
Bu terim bazen yanlışlıkla cracker yerine kullanılır. Sistem
kırıcı (cracker). Ham: Odyo frekans sistemlerinde bulunan
gürültü, kalın sesli vızıltı.
Hardware: Bilgisayar sisteminin sahip olduğu
cihazların tümü (Donanımı).
Head: Kafa, video cihazında bandı okuyan ya da kayıt
yapan ve bir tambur içine gizlenmiş hareketli parça iki üç
ya da dört adet olur.
HEADING (BAŞLIK): HTML dökümanlarında genellikle
yazının başlığının ve genel tanımların bulunduğu bölgedir. <
head > ve < /head > takıları arasına yazılır.
Hexadecimal: Taban olarak 16'yı kabul eden sayı
sistemi. Bu sistemde, 0-9 arası sayılara ilave olarak A, B,
C, D, E ve F harfleri sayı olarak kullanılır.
Hidden file: Normal directory araştırmasında
görülemeyen dosyalar. Normal DOS komutları ile bu tür
dosyalar üzerinde işlem yapılamaz.
High grade: Yüksek manyetik özelliğe sahip video
bant.
Hiss: Teypte band hışırtısı.
Histem adı: Bir bilgisayara verilen isim. Tam Tanımlı
Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Holl: Oyuk, boşluk.
Home Page: Bir Web hizmet biriminin kimlik ve
içindekiler bilgilerini içeren başlangıç sayfası. Ana
sayfa.
Horizantal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak
bulunan pixel'lerin sayısını belirtir.
Horizontal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak
bulunan pixelerin sayısını belirtir.
Horizontal Scan Rate: Elektron ışın scanlarının bir
CRT'nin ekranındaki hızını belirtir. Horizontal Scan
Rate:Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki
hızını belirtir.
Host: Grafik teminatını kontrol eden video sinyalini
bilgisayar veya diğer kaynağı.
Host number: Sistem numarası
Host: İletişim ana sistemiKullanıcıların diğer
iletişim ana sistemleriyle haberleşmesini sağlayan
bilgisayar. Kişiler haberleşmeyi elektronik posta, telnet ve
FTP gibi programlar vasıtasıyla yaparlar.
Hostname: Internet bağlantısı olan bir bilgisayara
verilen isim.
Hot Line: Sıcak Hat.Sadece iki telefon abonesine
hizmet eden özel bir hat. Bu hatta bağlı bir abone ahizesini
kaldırınca diğer abonenin zili otomatik çalmaya başlar.
HOTJAVA: Sun MicroSystems tarafından tasarlanmış
Mosaic-tipi web tarayıcılarına alternatif olarak tasarlanan
yeni bir Java destekli web tarayıcısıdır. Özellikle
"etkileşimli" web sayfaları geliştirmek isteyenler için
tasarlanan bu tarayıcının yapımı henüz bitmemiştir.
Howtek: Tarayıcı ürün gruplarından ilki olan
Howtek'de A4 ve A3 değişik çözünürlüklerde flatbed
tarayıcılar yer almaktadır. Ayrıca 400 dpi'lık durum scanner
da mevcuttur.
HP DeskJet 320: Notebook PC'ler için tasarlanan HP
DeskJet 320, notebook bilgisayarın yarısı oranında ve renkli
ve siyah/beyaz baskı olanağı sunuyor. 2kg'lık ağırlığı ile
ev ve büro dışında rahatlıkla kullanılabiliyor.
HP LaserJet 4L (Lazer Yazıcı): Kullanımının kolay,
hafif ve ekonomik oluşu ile dikkat çeken HP LaserJet 4L,
dakikada 4 sayfa basma özelliğine sahip ve 300 dpi olmasına
karşın, çözünürlük iyileştirme teknolojisi sayesinde çıktı
kalitesi oldukça yüksek.
HP Vectra XU 5/90C: Yüksek performansı, gömme
Ethernet desteği ve kolay sökülüp takılabilmesi özellikleri
ile diğer Pentium işlemcili bilgisayarlar arasında dikkat
çekiyor. Ayrıca, bakımı kolaylaştıran kolay sökülebilmesi
özelliğiyle iyi bir tasarıma sahip.
HR (High Resolution): Yüksek çözümlü bant.
HSL: (Hue, Saturation and Lightness) En geniş renk
spektrumudur. Hem RGB, hem de CMYK renk dünyasını içine
alır.
HTML: Web sayfalarının düzenlediği ve Web
bilgilerinin dağıtıldığı ortam için kullanılan bir kısaltma.
Bir birleşik döküman formatı.
HHTP: Internet üzerinde HTML sayfalarının aktarılması
için "Hyper Text Transport Protocol" isimli standart bir
protokol kullanılır. Hiç şüphe yok ki World Wide Web
üzerinde en çok kullanılan (ve en önemli) protokoldür.
HTR: Yüksek ısıya dayanıklı direnç.
HTTP: Servis sağlayan bilgisayardan döküman aktarmak
için kullanılan bir yöntem. Kullanıcılar ve tarayıcılar için
hizmet veren servis biriminin adı.
Hyperlink: Bir bilgi parçası ile diğeri arasındaki
bağlantı.
HYPERMEDIA: Az kullanılan bir terimdir. metin,
grafik, ses, hareketli görüntü gibi Internet üzerinde
iletişimi mümkün olan her türlü medyayı ifade eder.
HYPERTEXT: HyperText, dökümanları biçimlendirmek,
resim ekleme, bağlantılar yaratmak için kullanılan
metotdur.
HYPERLINK: HTML sayfasında bir takı (tag)
kullanılarak başka bir dosya ile oluşturulan bağlantıdır.
Hypertext: Anında etkileşimli sorgulama fonksiyonuna
sahip bir metin dosyası tipini tanımlamak için kullanılır.
Metin içine yerleştirilmiş kelime ve kelime gruplarının
kullanıcı tarafından (fare tıklamasıyla) seçilmesiyle
bağlantı kurarak, ilişkili olduğu bilgi ve multimedya
malzemesinin anında görüntülenmesini sağlar.
|
I
IBM Lexmark 2381 Plus:
Yüksek hızı, Win Word ve grafik uygulamalarındaki kaliteli
baskı özelliği, yine dört yerleşik fontu, barkot basabilme
özelliği ile 94 yılının dikkat çeken ürünleri arasına
girmiştir.
IBM ThinkPad 755C: Güçlü Intel DX4 ve DX2 işlemcileri
ile çifte taramalı renkli ekranlar kullanılıyor. CD Rom
sürücüsü, ses kartı ve iki speaker sayesinde Multimedya
olanaklarından rahatlıkla faydalanma imkanını sağlıyor.
Icon: Kullanıcını istediği fonksiyonu yerine
getirebilmesi için seçtiği yazılım; işlemlerini sembolik
imgeleri.
IFF: Standard dosyalama formatları.
İletim Kontrol Protokolü: Gönderilen paketlerin
hedefe eksiksiz varmasını sağlayan bir protokol.
IMAGEMAP: Imagemap birçok bağlantı barındıran bir
grafiktir. Bu grafik değişik yerlerine basıldığında sizi
farklı URL adreslerine veya bağlantılarına götürecek biçimde
bölümlerine ayrılmıştır. Böyle bir tekniği gerçekleştirmek
için öncelikle ilgili GIF dosyasını yaratmalı sonra da
"harita dosyasını" yaratmak için http://www.boutell.com.
mapedit/ adresinden bulabileceğiniz MapEdit gibi bir program
kullanmalısınız. bu tip programlar CGI dilini kullanarak
görüntünün içine değişik bağlantılar yerleştirir.
IN-Band Signaling: Bant içi işaret gönderme.Normal
olarak ses iletimi için kullanılan bir taşıyıcı kanal içinde
bulunan bir frekans veya frekanslarda işaretleşme
bilgilerinin iletilmesi.
İn-Point: Edit'in başladığı yer. Ayrıca start ponit
deyimi de kullanılır.
Input Form: Bir iş yönetimi grafiği programında
kullanıcının programa data vermek ve bir tablo ortaya
çıkarmak amacıyla cevaplandırması gereken sorunlar gurubu.
Input/Output: Bilgisayarlar ile haberleşme yapan
cihazlar için kullanılan genel terim. Bu terim için I/O
kısaltması kullanılır.
Input: Merkezi bir işlem ünitesine veya ünitesinde
bilgi transferi için gerekli işlemler.
Insert Editing: Audio veya videounun önceden
kaydedilmiş malzemeye sanki beraber alınmış gibi geçirildiği
video edit tekniği. Hem kaynak hemde master video bandında
control track'i veya zaman kodu gerektirir.
Instruction: Bilgisayara bir sonraki işlemde ne
yapacağını söyleyen program adımıdır. Instruction, sık sık
command (komut) ile karıştırılır.
Integer: Tam büyüklük. Bölüntüsü olmayan, doğal
sayıların tamamı. Örnek olarak 60 bir integer (tamsayı)'dır.
60,5 ise değildir.
Interactive: Etkileşimli televizyon ekranda resim
izlenirken bir köşede kayıt tarihi band uzunluğu program
süresi vs. gibi bilglerin yeralması. (Seyircinin Aktif
olarak Televizyona müdahale edebilmesi).
Interface (ara birim): Bilgisayarın bir bölümünden
başka bir bilgisayara veya harici bir cihaza (printer,
monitör veya modem gibi) bilgi iletişiminin kanalize
edildiği yer. (ara birim)
Interlaca: Titreşimleri azaltmalk için her 'frame'in
iki komple şebeke gurubuna bölündüğü, bir tarama
metodu...Veya elektron ışığının her geçişinde ekranın sadece
yarısının tazelendiği bir monitör tipi.
Interlaced Fields: Görüntü ekranındaki kamaşmayı en
aza indirmek için testler scan gösterim sitemlerinde bulunan
bir teknik.
INTERLACED GIF'LER: Normal bir GIF resmi HTML sayfası
yüklenirken yukarıdan aşağıya doğru yüklenir. Eğer GIF veya
JPEG formatındaki resminiz "Interlaced" özelliğine sahipse.
HTML sayfanız yüklenirken kademe kademe, çözünürlüğü
gittikçe artarak görülecektir. Böyle GIF dosyaları
kullanıcıya, dosya daha hızlı yükleniyormuş hissi verir.
(Aslında daha hızlı yüklenmez, sadece bir göz yanılmasına
neden olurlar.) GIF'lerinizi bu formatta kaydetmeniz aynı
zamanda kullanıcıya nasıl bir resmin yükleneceğini önceden
bilme şansı verir.
Interlock: Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş
şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.
Internet address: Internet adresiInternet üzerindeki
bir düğümü ifade eden adres. ağ (internet), Internet, IP
adresi (IP address).
Internet Aktarmalı Sohbet: Kişilerin gerçek zamanda
birbiriyle konuşmalarını sağlayan dünya çapında "parti
hattı" protokolü. Dünya üzerindeki IRC hizmet birimleri (IRC
Servers) kendi aralarında bir ağ oluştururlar, ve IRC
kullanıcı programlarının (client) bağlantı taleplerini kabul
ederler.
INTERNET nedir ?: Internet, dünya üzerindeki
bilgisayar ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya
çıkmış olan,herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan
"International" bir bilgisayar ve bilgi iletişim ağıdır.
Günümüzde Internet üzerinde yaklaşık olarak 5.000.000
Bilgisayar ('host'yani ana sistem olarak) fakat kişisel
olarak 100 miliyonu geçmektedir.
Bu kadar büyük bir ağın başlangıcı nasıl ortaya çıktı diye
düşünecek olursak, ilk olarak Amerikan ordusunun birimleri
arasında iletişimi sağlamak için düşünülmüş olan ARPANET
gösteriliyor.Günümüz internetine göre daha yavaş ve basit
bir altyapıya sahip olan Arpanet 1969'da ilk kurulduğunda
işlerin bu kadar büyüyeceği kimsenin aklına gelmemişti.
Ancak Ordunun bilgisayar merkezleri arasındaki iletişimi bu
kadar kolaylaştıran sistem bir sistemin uzun zaman sadece
orduya bağlı çalışmayacağı anlaşılıp ihtiyaç duyulunca çok
kısa sürede bu sistemin alt yapısını genişletilerek Hükümet
ve Eğitim kurumları da bilgi paylaşımı için bu ağ sistemini
kullanmaya başladılar.
Üzerindeki bilgi yoğunluğa veya yüke uzun süre dayanamayan
Arpanet, bir süre sonra ikiye bölünmek zorunda kaldı. Bir
bölümü ordu adına MİLNET işlendi diğer bölümü de Arpanet
olarak bir süre devam etti. Sonra büyük firmalar ve
şirketle, belli bir katkı payıları ile Arpanet'e üye olarak
altyapısını geliştirerek ve şirketler çoğalarak Amerika'yı
bir baştan bir başa Ağ sistemi ile donatmaya başladılar. Ve
hemen hemen Amerika'nın her kesimine girmeye başlandı.
Tam bu sırada İletişim Protokolllerinde bir devrim olayı
yaşandı. Ve ARPANET üzerinden TCP/IP protokolüne geçiş
başlandı. Bu protokol Hem çok daha esnek bir protokol hem de
bilgi paylaşımında değişik metodların bir arada kullanmasına
imkan tanıyordu.UNIX Sisteminin ağlar üzerinde
popülerliğinin artması ile Arpanet'in Abone sayısı bir anda
beklenmeyen ilgiç sayılara ulaştı. Ve doğal olarakta, ikinci
Arpanet de belli bir süre sonra şişmeye ve üzerinden yapılan
bağlantıların yükünü taşımamaya başladı.
Amerikalıların TÜBİTAK'ı NSF bu şişmeye (doluluğa) karşı
önlem alarak daha geniş bant kapasiteli bir global ağ
sistemi olan NSFNET'i geliştirdi. Arpanet'e yapılan
bağlantılar kısa sürede NSFNET üzerinden transfer edilmeye
başlandı ve Arpanet bitmiş oldu. Böylece büyük Bilgisayar
Firmaları kendi global ağlarını kurmaya başlayarak daha
geniş bantlara sahip oldular. Kulanıcı, server ve biribirine
bağlı ağ sayısı bir anda katlanan rakamlarla büyümeye
başladı.
Bir ara sadece E- MAİL (Elekronik- POSTA) iletişimi FTP
dosya Transferi kullanılan İnternet üzerinde uygulamalar bir
anda değişik alanlara kaymaya başladı. TCP/IP protokolünün
esnek olması, ortaya internet üzerinde bilgi paylaşımında
bir devrim olan WWW (World Wide Web) oluşumunu çıkardı. Ve
Internet bir anda Bilgisayar Gruplarından'evdeki vatandaşın
kullanabileceği bir sistem olma yoluna girdi.
Basitlik anlaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı Internet'i
popülerliğini artırdıkça arttırdı ve böylece 2000'li yıllara
doğru kendini hazırlamış oldu. Artık İNTERNET'e "Bilgi
Otobanı" da diyoruz.Günümüzde bilgi paylaşımın en kolay, en
pratik ve en hızlı yolu da İNTERNET'ten geçmektedir.
İnternet üç bölümden oluşuyor. Internet Kullanıcıları,
İnternet üzerinde kullanıma hazır olan sayısal bilgi ve
İnternet'i oluşturan Server, ağlar, Bilgisayarlar vb. gibi
altyapılar diyebiliriz. Kısaca dünyanın en ücra köşesinde
ulaşmak istediğimiz bir bilgiye en kısa sürede ve en kısa
yol'dan İNTERNET Sistemiyle ulaşabiliyoruz.
IP (Internet Protocol): Sistemler arasında bilgi
birimleri geçişini tanımlayan Internet protokolü.
IP: 1. Internet Protocol- Internet'in temel işletme
protokolüdür. 2. Internet Provider- ya da Internet Access
Provider. Kendi servisleri üzerinden başka kullanıcıları
Internet'e bağlayan, genellikle ticari amaçlı kuruluşlardır.
IP adress Internet üzerindeki her makine sadece bir tane IP
numarasına sahip olabilir. Buna karşılık kullanıcıların
servis isimlerini daha rahat hatırlamaları için makinelere
bir ya da daha fazla "Domain Name" atanabilir. IP adresi
noktalarla bölünmüş 4 sayıdan oluşur. (Örnek:
194.762.183.106)
Internet Protocol (IP): Internet ProtokolüBir
bilgisayardan diğerine veri paketi aktarma işlemiyle ilgili
bir protokol. Tanımı STD 5 ve RFC 791'de bulunabilir.
Yorumlar İçin Rica (Request For Comments), TCP/IP Protokol
Ailesi (TCP/IP Protocol Suite).
Interpolation: Bilinen iki nokta arasındaki
bilinmeyen üçüncü noktanın bulunması tekniği, matematiksel
işlem türü.
Interpreter: Bir bilgisayar dili ile yazılmış
programı okuyan, tercüme eden ve işleten program. Öte
taraftan COMPILER, programı okuyup işletiminden önce tercüme
eden programdır.
INTERRUPT: Bir G/4 (1/10) cihazından veya bir
yonga'dan MPU'ya gönderilen ve hizmet isteyen bir işaret.
Kabul edildiği zaman, kesilme işareti MPU'nun mevcut
durumunu (program sayacı, dahili rejisterler vb.) korumasını
sağlar ve uygun bir işlem birimine dallanması temin eder.
Kesilme işareti çalıştırıldıktan ve istenen hizmet
tamamlandıktan sonra korunmuş olan duruma yeniden dönülür ve
çalışması kesilen programın icrasına devam edilir. Birden
fazla sayıda kesilmelerin sözkonusu olması halinde ise
bunların öncelik sıraları belirlenmelidir.
IP address: IP adresiInternet Protokolü tarafından
tanımlanmış 32 bit'lik adres, STD 5 ve RFC 791'de
tanımlanmış olup genelde noktalı gösterimde ifade edilir.
Örneğin 128.45.67.255 gibi. noktalı adres (dot address),
Internet adresi (internet address), Internet Protokolü
(Internet Protocol), ağ adresi (network address), sistem
adresi (host address).
IP Address: Bir hizmet birimine atanmış 32 bit'lik
Internet protokol adresi. IP adresi bir ağ bileşeni ve bir
servis birimi bileşenine sahiptir.
IRC: Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay
Chat)
IRC (Internet Relay Chat): Kişilerin gerçek zamanda
birbiriyle konuşmasını sağlayan, dünya çapında bir sohbet
hattı protokolü.
ISDN: Tümleşik dijitak şebeke hizmetleri. Dijital
ses, data ve video sinyallerinin aynı devreler üzerinde
taşınmasına imkan verir.
ISDN: Eşzamanlı ses, veri ve görüntü bilgisinin
birkaç kanal üzerinden yüksek hızlı iletimi
IVIA: Çok yönlü video Sanayicileri Birliği.
|
J
Jaggies:
Şekillerin bilgisayar grafiğindeki köşeleri. Aynı zamanda
"Alasing" diye de adlandırılır.
Jamming: Bir işletim sistemini istenemeyen
sinyallerle kasten bozma.
JAVA: Sun Microsystems'in yarattığı kolay kullanılır,
güvenli, nesneye yönelik ve güçlü bir programlama dilidir.
HTML dilinin eksiklerini kapamaya yöneliktir. Bu dil
Netscape 4.0 veya Sun Microsystems'in HotJava web
tarayıcısıla görüntülenebilir. Ayrıca bir derleyiciye gerek
yoktur. Dil hakkında daha çok bilgi ve örnekler için
http://java.sun.com adresin
|
K
Kamera:
Görüntüyü elektriksel işaretlere çeviren sistem.
Kermit:
Kolombiya Üniversitesi tarafından geliştirilmiş popüler bir
dosya aktarma protokolü. Kermit bir çok işletim sisteminde
çalıştığı ve kullanımı kolay olduğu için oldukça
yaygınlaşmıştır. Kermit FTP ile aynı değildir. Dosya Aktarma
Protokolü (File Transfer Protocol).
Key
(Anahtar): Video imgesinde bir delik açarak (elektronik
olarak) bir görütü veya bir renk eklemek suretiyle elde
edilen özel bir efekt. Anahtar deliği bir video kameranın
veya bir CG'nin sinyalleri ile elde edilebilir. Sonuç süper
empozisyona yakın, hatta daha temiz ve parlatılır. Anahtar
genellikle "title'ler (jenerik) için kullanılırlar.
Key
Frame: Cel animasyonunda bir sekansın başlangıcını ya da
sonunu belirten görüntü.
Keyer:
Bilgisayar grafiklerinin görüntüsünü, video görüntüsünün
üstüne almak için kullanılan bir cihaz. Genelde bir genlock
parçasıdır.
Kilobyte (K veya Kb): 1.024 Bayt.
Kilohertz (kHz): 1000 hertz.
KİOSK:
Kiosk bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bir sistemdir.
Kullanıcı klavye ve fare kullanmadığı gibi bilgisayar da
görebileceği zarar ve estetik nedenlerden ötürü bir kutu
içinde saklanır. Küçük bir yazıcı ekiyle kioskların yazılı
materyal verebilen mekanizmalar şeklinde kullanılmaları da
mümkündür.
Basit
bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bu sistemin kullanım
alanlarına her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Firmalar
kioskları satış ve pazarlama desteği, tüketici enformasyon
merkezi, araştırma merkezi olarak veya reklam amaçlı
kullanabilirler. Kiosklar; tüketicinin, herhangi bir
faaliyete bilet alma, rezervasyon yapma hatta sipariş verme
gibi isteklerine cevap veren sistemler olarak da
kullanılmaktadır.
Kolay
taşınabilmesi, düşük kurulma bedelleri ve kapladığı alanın
küçüklüğü nedeniyle istenilen yere (alışveriş merkezi,
süpermarket, tiyatro, otel vs.) konulabilir. Kioskların bu
iletişim ağı aracılığıyla birbirleriyle haberleşmesi mümkün
olduğu gibi, şirket bünyesinde kurulan bir merkez birim
aracılığı ile istenilen aralıklarla bilginin
güncelleştirilmesi de mümkündür.
Enformasyon veriminin yanısıra, kullanıcıya sordukları
sorularla kiosklar birer data toplama merkezi olarakta
kullanılabilir. Toplanan bilgiler yine bir ağ aracılığıyla
ana merkeze aktarılabilir ve analiz programları sayesinde
istenilen çerçevede raporlar alınabilir.
Knowbot: Deneme safhasında bir rehber hizmeti. beyaz
sayfalar (white pages), WHOIS.
Kodlama: Gizleme işlemini yapma.
Kullanıcı-Ağ Arabirimi: (User-to-Network Interface/UNI)
fiziksel bağlantı tanımları, veri transferi, tıkanıklık
yönetimi ile PVC'lerin (kalıcı sanal devre) yönetimini
kapsamaktadır.
Kurta:
CAD/CAM kullanıcıları veya yoğun olarak grafik ağırlıklı
uygulamaları kullananlar için digizer tabletler.
|
L
LAN:
Yerel Alan Ağı (Local Area Network).
LAN: PC'lerin terminallerin, ara Frame'lerin ve
periferal cihazların enterkonekte edip bilgi dosyaları
alışverişinde kullanımlarını sağlayan bir cihaz.
LAN: Yerel bilgisayar ağı.
LCD: Sıvı kristal ekran. Kristal uygulanan elektrik
akımında değişme prensibine göre çalışır. Akım görme kristal
açık veya opak olabilir. Kendi kendine ışık üretmediğinden
iyi aydınlatılmış bir ortamda kullanılabilir. Dizi ekranlı
(Fat screen) göstergesidir.
LCD Paneli: Bir PC'den alınan metin veya grafik
bilgilerini, ışık kaynağı olarak standart bir transmissif
tipi projeksiyon cihazı kullanarak büyük bir ekrana veya
duvara yansıtmayı yaratan bir panel. Büyük insan gruplarının
bilgisayar gösterimi ve imgelerini bir karede izlemelerini
sağlar.
LCD: (Liquid Crystal Display) sıvı kristal ekran. Her
ekran noktası bir matriksle yöneltir. Kesişme noktalarında
piksel aydınlanır.
LCD: Bilgisayara kablo ile bağlanarak aldığı
görüntüyü perdeye yansıtan bir projeksiyon aletidir.
Bilgisayardan gelen video sinyalini sağlıklı bir şekilde
yansıtamaz. Geniş bir topluluğa yapılacak, içinde video
bulunmayan basit prezantasyonlar bir LCD yardımıyla perdeye
yansıtılabilir.
LD-ROM: Bilgisayardan alınan talimatların, 12 inçlik
diske video ve audio trackleri olarak kayıt edilmelerini
sağlayan yeni bir kompact disk.
Lexmark Winwriter Ailesi: Yılın sonuna doğru çok yeni
tanıdığımız ürün ailesi; Winwriter 200, Winwrite 400,
Winwriter 400 ürünlerinden oluşuyor. Yazıcının en önemli
özelliği üzerinde Mikrosoft logosu bulunan ilk yazıcılar
olması. "Mikrosoft at work" anlayışından yola çıkılarak
hazırlanmış Windows Printing System yazılımı sayesinde,
bilgisayarın yazıcının yükünü paylaşması ve basım süresini
benzerlerinin yarı zamanında gerçekleştiriyor.
Light Source Shading: Bilgisayar grafiklerinde, bir
3-d nesnesinin üstüne vuran bir ya da daha fazla ışığın
efektleri.
Line Chart: Birbirine bağlanan data noktalarından
oluşur.
Line Drawing: Bir nesnenin imgesini yüzeylerin
çizgilerine girerek göstermek.
Line Drawing, 2-D: Düz bir imge üstünde çizim
yapılmasından oluşan gösterim metodu. (bir yapının zemin
planı veya çift yaylı bir grafik gibi) Derinlik
öngörülmemektedir.
Line Drawing, 3-D: Üç boyutlu bir nesnenin iki
boyutlu bir görüntü düzeyinde projeksiyonunu açıklar. Gerçek
bir nesnenin bir lensten geçerek bir kameranın düz camına
projeksiyonuna benzeyen, perspektif projeksiyon teknikleri
uygulanmaktadır.
Line trafo: Hat trnasformatoru.
Lineer: Doğrusal, çizgisel.
LINK (BAĞLANTI): HTML bağlantıları döküman içinde
sizi başka bir konuma, aynı serviste başka bir dosyaya veya
bambaşka bir servise yollayabilir. Not: Bağlantılar
genellikle mavi ve altı çizili metinden oluşur.
Link: CD'den teybe kayıtta kalan boş sürenin
değerlendirilmesine imkan veren özellik.
Link: Bir haberleşme kanalı veya devresini diğer
kanal ya da devrelere bağlamada kullanılan sistemdir.
Otomatik anahtarlamalı merkez kontrol sisteminin iki
anahtarı arasındaki geçişi sağlayan sistemdir. Bağlantı.
Link: Yayınlanacak işareti asıl vericiye gönderen
küçük güçlü yüksek frekanslı verici.
List-Serv: E-posta listelerindeki dosyaların otomatik
olarak dağıtımı ve yönetimi için kullanılan ücretsiz yazılım
programıdır. Çok değişik konularda mektuplaşmak için
listeler vardır. Bazı listeler "açık", bazıları ise
"kapalı"dır. Açık listenin anlamı, herhangi bir kişi,
listedeki herkese bir mesaj gönderebilir. Kapalı listelerde
ise belirli kişiler birbirleriyle mesajlaşabilir.
LISTSERV: Çok kullanılan bir e-mail programıdır.
Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma
ve çıkma şansı verir.
Listserv: Bitnet/EARN iletişim ağı için tasarlanmış
bir otomatik posta listelerine dağıtım sistemi. Avrupa
Akademik ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı
(European Acadamic Research Network), posta listesi (mailing
list).
Loop: Track üzerine yazılmış icranın kopya ile bellek
kullanılmadan tekrar track üzerinde geri dönmesini sağlar.
Loop: Devamlı olarak bir dizi bilgisayar instructionu
(talimatı)'nı tekrarlayan ve bu işlemi belli bir sonuç elde
edilene veya önceden belirlenen bir şart gerçekleşene kadar
sürdüren program bölümü.
Lotus Notes: Lotus Notes, rakiplerinin olanca
ataklarına rağmen, bu kadar çok değişik platformda, bu denli
ayrık çalışma tarzlarına sahip kişiler arasında çalışma
sırasında görüşme ve fikir alışverişi sağlama adına şimdilik
daha gelişen program.
LYCOS: Altavista tarafından zirvedeki yeri tehdit
edilen Lycos, popüler web tarama ilk servislerinden biridir.
Lycos "backlinking (bkz. backlinking)", Java animasyon
desteği, 8 milyon URL adresi ve her ay eklenen 700.000 yeni
adres ile çok güçlü bir veritabanı oluşturmaktadır. Siteye
http://www.lycos.com adresinden ulaşabilirsiniz.
LYCOS: Adres: http://a2z.lycos.com/Bu karşılaştırmalı
katalog, INTERNET üzerinde ne ararsanız saniyeler içinde
karşınıza getirir. Text, grafik, ses, video... Lycos, PC
Magazine magazin tarafından ilk 11 Web servisi arasına
girmeye hak kazanmıştır.
|
M
MAC:
Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin
sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda
gönderildiği yeni TV yayın sistemi.
Machine language: Makine dili.
Mailing List: Elektronik mektuplaşma listesi. Aynı
ilgi alanındaki kişilerin bilgisayar ağı üzerinden
mektuplaştıkları ortak tartışma listesi servisleri.
Mainframe (Ana Frame): Ölçüleri ve kapasitesi itibarı
ile büyük bir bilgisayar.
MAJORDOMO: En çok kullanılan listeleme ve e-mail
programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma,
katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
MAP: Web tasarımında kullanılan, yüklenen grafiğin
belirli bölgelerine basıldığında değişik bağlantıları
çağırmak için kullanılan sistemdir.
Map Chart (Harita): Belirli bir coğrafi bölgenin
yerlerini gösteren bir grafik.
Markers Window: Performer programının en kullanışlı
pencerelerinden biri de Markers Windowdur. Burada parça
üzerinde sık dönüş yapılacak ya da defalarca dinlenip
karşılaştırma yapılacaksa, üzeri belli ölçüde ya da yerlere
etiket konulup listelenir. Liste yanında bulunan sürgülü
işaret, önüne getirildiği yerden çalmaya devam eder.
MARKUP LANGUAGE: Internet üzerinde dökümanlara biçim
kazandırmak üzere hazırlanmış mark-up karakterlerini deşifre
eden dile denir. Bilgisayara okunan dosyanın ekranda nasıl
biçim alması gerektiğini anlatır? HTML Web sayfaları
hazırlamak için geliştirilmiş bir mark-up dildir.
Mass memory: Yığın bellek.
Mass Storage: Büyük kapasiteli (megabayt, gigabayt)
ikinci depolama sistemleri. Tipik büyük depolama cihazları
ise kayıt bantları ve manyetik disklerdir.
MASTER KEYBOARD: Bilgisayar tabanlı sequencer
programlarında step ya da realtime olarak müzikal icraların
girilmesi için kullanılan klavyeli ve MIDI OUT portu olan
enstürman.
Master: Bir kayıt işlemindeki esas kopya. (ana
kayıt)
Matrox MGA VLB/4: 4MB belleğe sahip ve bu bellek
miktarı ile mümkün olan yüksek çözünürlük ve renk
sayılarındaki ekran modlarını titreşimsiz ekran
tazelemesinde destekliyor. Auto CAD sürücüsünün sağladığı
özel pencerede geçek-zamanda pan ve zoom yapmanız mümkün
kılan görüntü kartı.
MBS: Karşılıklı radyo yayın sistemi.
MCGA: Çok renkli grafik adaptörü.
MDS: (Microprocesor Devellopment System): Mikro İşlem
Birimi, mikro işlem birimi sistemleri için program
geliştirme ve donanım arızalarını bulma işlemlerini sağlayan
donanım ve yazılımı araçları ile donatılmış bir
mikrobilgisayar.
Media: Bilgi saklama ve dağıtma ortamı (video kaset,
disket, optik disk, vb.). İnsanlığın iletişimde bulunduğu
her ortam.
Megabyte (MB): Bir milyon bayt.
Megahertz (MHz): Bir saniyede milyonlarca saykıl.
Memo: Bakınız. (Memory-Hafıza)
Memory scan: Tunerlerde hafıza taraması, önceden
seçilip hafızaya alınmış istasyonların bir buçuk saniye
süreyle dinlenmesine imkan veren sistem.
Memory Window: Kullanılmakta olan ve kalan belleği
gösterir.
Memory: Bilgisayarda, bilginin depo edildiği,
kopyalandığı ve yeniden kullanıldığı yüksek erişim hızına
sahip bölüm. (RAM-ROM vb.)
Menu (Menü): Programlanmış bir seçenekler listesi.
Genelde ekranda görüntülenir. Kullanıcı bilgisayarın
yapmasını istediği işlemleri bu listeden seçebilir.
MENUCOLOR: Çıkacak menünün renklerini saptamak için
kullanılır.
MENUITEM: Menüde kullanılacak seçenekleri belirtmek
için kullanılır.
Message format: Bildiri biçimi. Bir bildirinin
başlık, adres, metin, metin sonu işareti ve hata bulma
bit'lerinin nasıl yerleştirileceğini tanımlayan kurallar.
Metaballs/Blobs: "Damla formu". Bu çizimler sabit bir
büyüklüğe sahip değildir, zira dinamik olarak kendilerini
değiştirirler. Tek tek elemanlar bu sırada birbirlerini
karşılıklı olarak etkilerler. Bloblar organik-yuvarlak
formlar için çok uygundur.
METACHARACTER: HTML dosyası içinde özel bir durumu
gerçekleştirmek için kullanılan karakterlerdir. Bu
karakterler parantez "()", ve "&", diyez "#" ve noktalı
virgüldür ";".
METACRAWLER: Adres:
http://metacrawler.cs.washington.edu:8080/Coğrafik bölgelere
ayırarak tarama yapan, tarama sırasında ne kadar beklemek
istediğinizi belirttiğiniz bir tarama sayfası.
MHz (Megahertz): MHz. Megahertz. 1 Milyon Hz.
Mic (Mik): Çeşitli mikrofonlardan veya diğer audio
kaynaklarından alınan sesleri mono veya stereo olarak kayıt
etmek için kullanılan cihaz.
Mic level: Mikrofona gelen sesin seviyesi.
Micro Code: Mikro Kod.Merkez işlem veya kontrol
birimindeki PROM veya RAM yongaları (chip) üzerinde bulunan
çeviri dili tipinde bir sabit program. Bu program CPU
komutunun (veya kontrol birimi fonksiyonunun) alt elemanları
olan bir dizi yordamlardan oluşur. Örneğin, bir bilgisayar
komutunun kodu kontrol birimi tarafından o şekilde çözülür
ki her komut, kendini uygulayacak olan mikro kodun başlangıç
yerini tayin eder. Böylece bir CPU komutunu, bu komutların
kullanıcı programındaki bir işlemi uyguladığı biçimde yerine
getirmek için bir dizi mikro kod komutları kullanılır. Bir
mikrokod komutu CPU'da 64 bit genişliğinde bir yer işgal
eder.
Micro processor: Mikro işlemci.Microcomputer: Mikro
bilgisayar.
Microphone: Mikrofon, ses enerjisini elektrik
enerjisine çevirin araç. Ses dalgalarının havada oluşturduğu
basınç değişikliklerine uyabilen esnek bir diyafram içerir.
Bu diyafram ya doğrudan basınçla ya da basınç değişikliği
ile çalışır. Mikrofonlar, yapılarına göre, karbonlu
(kömürlü), Kristal (seramik), elektrodinamik, band ve
kondansatörlü olabilirler. Karakteristliklerine göre ise şu
şekilde sıralanırlar: Yönsüz mikrofonlar (omnidirectional),
tek yönlü mikrofonlar (unidirectional), çift yönlü
mikrofonlar (bidirectional), Frekans dizilere (freguency
response) 20Hz-20KHz ve empedansları 150 ohm civarında olur.
Kutup düzenleri (polor pattern), tek yönlü
(unidirectional-cardioid) ve çok yönlü (omnidirectional)
olabilirler.
WORD: Gerçekten yılın en dikkat çeken yazılımların
başında gelen Word 6.0, kullanım kolaylığı ve profesyonel
kullanıcılara sunduğu işlevsel özellikleriyle de oldukça
beğeni kazandı. Bununla birlikte kısa zamanda çok sayıda
kullanıcıya ulaştı. Günümüzde yerini Word 7.0'ye
bırakmıştır.
Microwave: Mikrodalga. Frekansı 500MHz'den yüksek
olan dalgalar.
Midi: (Musical Instruments Digital Interface)
elektronik müzik enstrümanlarının birbirleri arasında bilgi
gönderebilmeleri amacı ile geliştirilmiş bir ara birim.
MIDI Configuration Window: Bu bölüm de, birlikte
kullanılan MIDI'li enstürmanların kanal, port ve ses
listelerinin girildiği tanımlama bölümüdür. Gerekirse SYSEX
formatında bilgiler girilebilir.
MIDI IN: Gelen MIDI mesajlarını almak içindir. MIDI
KANALLARI:Midi alışverişi bağımsız 16 kanaldan oluşur.
Kanaldan maksat bilgilerin gönderilebileceği ve
alınabileceği elektriksel yollardır. Ve bu 16 kanal 16 tane
bilgi yolunun birbirinin trafiğini engellemeden aynı anda
çalışmasını sağlar. Gönderilen veya alınan bilgiler
meyanında, mikro işlemcisine göre, 1000 kanala kadar çıkar.
MIDI MODLARI: OMNI-POLY-MONOMULTİ olarak bugün için
dört tanedir. OMNI MODE kısaca bir synthesizercının bir kaç
aletle birden aynı melodiyi çalmasıdır. Aslında bir aleti
çalıyordur da sanki birkaç alet aynı melodiyi çalıyor gibi
olur. "UNISON çalış "POLY MODE, Birkaç müzik aletiyle
değişik melodiler çalmasını sağlar bu da Stüdyo kayıtlarında
kolaylık yaratır.MONO MODE, Bu mode da MULTI-TIMBRAL (aynı
anda birkaç sesi çıkarabilmek) bir müzik aletinin her sesine
ayrı bir midi kanalı verir ki bu mode bugün kullanılmıyor.
MULTI MODE, En önemli özelliği Multi-Tımbral çalışmasında
tek bir kanal hizmeti verir ayrı ayrı MIDI Kanalları
gerekmez. Bu en iyi bağlantı MODE'u dur.
MIDI Monitor Window: MIDI portlarından giren ve çıkan
bilgileri gösterir. Bu da programa işaretin girdiğini ya da
çıktığını kullanıcıya belirterek herhangi bir arıza halinde
ya da seslerin duyulmaması durumunda standart Hata
bilgisayarda mı? Ses modülünde mi? sorusunu yanıtlamaya
yardımcı olur.Bunlar Performer'ın ana kontrol menüleridir.
Diğer menüler de EDIT menüleri olarak geçer. Bunlar Audio,
Score, Step, Grid, List Edit menüleridir. Bu editörlerin
biri ya da birkaçı, diğer sequencer programlarında da mevcut
olmasına karşın, Performer'ın kendi pencere düzeni ve
olanakları bir hayli farklıdır. Cubase yazımızda bu editör
şekillerine değindiğimiz için bir kere daha anlatmak
istemiyoruz. Bunun yerine programın, diğer sequencer
programlarından ayrılmasını sağlayan profesyonel
bölümlerinden sözedeceğiz. Örneğin Performer üzerinde
accelerendo ve ritardando yapmak çok konforlu. Tempo ve
zaman ölçülerinin not edildiği "Conductor Track" her zaman
track ve window üzerinde yatay olarak görülmekte. Change
menüsü üzerindeki "change tempo" penceresi üzerinde ölçü
sınırları, başlangıç ve bitiş metronom değerleri verilip
arada alacağı değerleri ve hızlanma şeklini bilgisayara
hesaplatmak olasıdır.
MIDI OUT: Giden MIDI mesajlarını vermek içindir.
Midi Patch-Bay: Arada başka bir Midi arabirimi de
almak koşuluyla Midi'li enstürmanları sequencer ya da
bilgisayara giriş çıkış olarak bağlayan cihaz.
Midi Processor: Midi işaretleri üzerindeki her türlü
bilgiye ayrı ayrı erişebilen, değiştirebilen, midi
kanallarını arttırabilen kendi mikro işlemcisine sahip
ünite.
MIDI THR: Birkaç aletin birbirine bağlanması için
gerekli komut.
MIME: (Multipurpose Internet Mail Extensions)
Internet üzerinde postalara grafik, sıkıştırılmış dosya gibi
dökümanların iliştirilmesini sağlayan standarda verilen
addır. MIME sayesinde bir postaya eklenen metin tabanlı
olmayan (örneğin sıkıştırılmış bir dosya) bir dosya,
ilişkisi bulunan program vasıtasıyla görüntülenir.
MIME: Çok Amaçlı Internet Posta Uzantıları
(Multipurpose Internet Mail Extensions).
MiroCRYSTAL 32S: Titreşimsiz modda yüksek ekran
tazeleme frekansları ve 4 MB VRAM belleğe sahip MicroCRYSTAL
32S'in 1024x768 çözünürlüğüne 16M renk görüntüleyebilmesi
dikkatinizi çekecektir.
Mirror (Ayna): Bir işlemin yansıtılması için ortaya
çıkarılması efekti. Orijinal (özgün) imgenin baştan aşağı
çizimi.
Mixer: Ses karıştırıcı cihaz. Genelde 4 kanallı olur.
Birinci ve ikinci kanallar mikrofon, mono cihazlar gibi tek
sesli (mono) girişlerde üçüncü ve dördüncü kanallar da
stereo girişlerde kullanılır. Bu kanallara da pikaplar,
deck'ler ve CD cihazları bağlanır. Üçüncü ve dördüncü
kanallar arasında çift pikap kullanılarak "fade in" ve "fade
out" ile bir parçadan diğerine yumuşak geçişler yapılabilir
(Bilgisayarla da 1000 kanala kadar çıkarılabilir).
Mixing: Karıştırma.
MMS: Teypte önceden belirlenen şarkılar arasında
istenen parçayı arayıp bulabilen bilgisayarlı seçici
sistem.
MODE: Müzik setinin mono ve stereo konumu. Varsa
bunlara "quadrophonic" (dörtlü ses) ve yankı (reverberation)
konumları da eklenebilir.Modem
(MODülator-DEModülator):Telefon hatları gibi analog iletim
hatları üzerinden iletilen sayısal verileri alan arabirim
donanımı. Bilgisayarın telefon hatları vasıtasıyla başka
bilgisayarlarla iletişimde bulunmasını sağlayan cihaz.
Bilgilerin sese dönüştürülmesi işlemini ve tersini yapar.
Modem: Modilatör - Demodülatörun kısa yazılışı.
Bilgisayardan gelen sinyalleri analog sinyal haline
dönüştürerek telefon hattı üzerinden nakledilebilmesini
mümkün kılar veya bu yolla gelen sinyalleri bilgisayarın
kullanabileceği hale dönüştürür.
Monitor (Monitör): Video dilinde, video girdileri
olan bir televizyon. Bir bilgisayar monitörü ise, genelde
bileşik algılama yerine RGB kabul eder.
Monitör: Geniş bir topluluğa hitap etmeyecek
prezantasyonları kendi toplantı odanızdaki bir bilgisayarın
monitöründen yapabilirsiniz. Özel prezantasyonlar bu yolla
çok daha ayrıntılı ve etkileyici bir şekilde
gerçekleştirilebilir. Yapılan tasarım bilgisayara
yükleneceğinden prezantasyon defalarca masrafsız bir şekilde
gerçekleştirilebilir.
Mono: Tek.
Monoaural: Tek ses.
Monocroma: Siyah/beyaz, renksiz.
Montage (Montaj): Editing.
Morphing/Morfen: (Kesintisiz Dönüşüm): Bilgisayar
animasyonunda Morphing (metamorfozdan geliyor, dönüştürmek
demek), iki obje arasındaki akıcı ve dikişsiz geçiş olarak
tanımlanır. Burada 2D ve 3D objeler birbirlerinden
ayırdedilmelidir.2D metamorfozlar iki resmi dönüştürürler,
3-D varyasyonu ise bir animasyondaki iki üç boyutlu (3D)
objeyi dönüştürür. Terminatör 2'deki efektlerin 2D ve 3D
dönüşümleridir. Çoğu 3-D program sadece aynı nokta ve üçgen
sayısına sahip objeleri dönüştürebiliyor.
MOSAIC: NCSA tarafından tasarlanan Machintosh,
Windows ve Unix ortamlarının tümünde birden çalışabilen ilk
Web tarayıcısıdır.
Mosaic screen display: Görüntünün ekranda mozaik
biçimi gösterilmesi. Video kameralarda "fade out/in" işlevi
mozaik görüntü ile de yapılabilir.
Motion Blur: Hareket keskinliği video kamera sahibi
olan ve bir video kaydın tek tek resimlerini inceleyen biri,
hızlı hareket eden objelerin (eller, ayaklar, oyundaki top)
silinmiş olduğunu görecektir. İnsan algılamasına uygun olan
bu efekt (göz de hızlı hareketleri sadece silinmiş olarak
algılıyor) iyi animasyon programları tarafından simüle
edilebiliyor. Sonuç animasyonda gerçek gibi görünen
hareketler oluyor.
Motion JPEG/MPEG: Motion JPEG hareketli resimler için
geliştirilmiş videolar için bir JPEG sıkıştırma metodudur
(Windows için Video tarafından kullanılır)Bu sadece JPEG
formatıyla ilgili bir kompozisyonu olduğu için, başka bir
uzmanlar grubu Motion Picture Expert Group (MPEG), başka bir
metod buldu, bu metod ek olarak film sahneleri
sıkıştırabiliyordu. MPEG1'den MPEG4'e kadar birçok basamak
vardır, bunlar da değişik görev ve hedeflere sahiptir.
Motion Morf: Hareketteki dönüşüm. Normal olarak
dönüşüm için bir başlangıç ve bitiş resmi kullanılır; ama
uygun bir yazılımla mesela yürüyen bir insanı, yürüyen bir
maymuna dönüştürmek mümkündür.
Motorbot: Alçak frekanslı gürültü.
Move: Track'lerin sıralamada yerlerini değiştirir
(taşıma modu).
MPEG: Hareketli görüntüleri 200:1 oranına kadar
sıkıştırmaya yarayan oldukça etkili bir grafik formatıdır.
Format sadece bir sonraki karedeki değişen pixelleri
gözlemlediğinden sıkıştırma oranı durağan görüntülerde daha
da artmaktadır. Motion Picture Experts Group tarafından
geliştirilen format PC'lerde oldukça çok kullanılmaktadır.
MPEG: Hareketli görüntüleri sıkıştırmada kullanılan
standart bir yöntem.
MS-DOS: Microsoft disk işletim sistemi
MSSS: Çok yönlü ses sistemi, çift hoparlör bağlantı
terminalleri.
MTBF: Bir cihazın bozulmadan önceki ortalama
kullanılma süresi.
MUD: Çok Kullanıcılı Oyun (Multi-User Dungeon).
MUD: Çok Kullanıcılı Ortam. Internet üzerindeki çok
kullanıcılı macera oyunları ve simülasyonlara verilen isim.
Multi - İmage: Programlanmış bir gösterim esnasında
bir veya daha fazla slayt projeksiyonu kullanılan bir slayt
gösterisi.
Multi Disc program: Tek disk alabilen CD player'larda
çoklu disk programı yapma. Diskleri teker teker takıp
çıkararak istenen şarkılardan bir konbinasyon yapılabilir.
Multi standard: Videonun PAL/SECAM/NTSC
standartlarını bünyesinde bulundurma özelliği.
Multi strobe: Aşamalı görüntü. Ekran dokuz eşit
bölgeye ayrılır. Merkezdeki orijinal görüntü sesli olarak
izlenebilir. Bu görüntülerin 0.1-1.0 saniye aralıklarla
birbirini izleyen 8 aşaması, dondurulmuş resimler halinde
merkezdeki görünütüyü çevreler.
Multi-Screen: Çeşitli imge alanlarına imgelerin
projeksiyonu işlemi.
Multi-Tasking: Aynı zamanda birden fazla iş yapabilen
bir operasyon sistemi.
Multi-User Dungeon (MUD): Çok Kullanıcılı
OyunInternet üzerindeki macera, rol yapma oyunları ve
simülasyonlara verilen isim. Bu oyunlar oynayanlar
tarafından "metin tabanlı sanal gerçeklik" olarak
nitelenmektedir. Oyunlarda hayali savaşlar, tuzaklar,
büyüler vardır. Oyuncular gerçek zamanda oynarlar ve
oyundaki "dünyayı" değiştirebilir. Çoğu MUD telnet
protokolüyle çalışır. Telnet.
Multiprotocol Interconnect: Frame Relay üzerinden
başka protokollerin taşınması için düzenlemeleri
kapsamaktadır.
MIME: Çok Amaçlı Internet Posta UzantılarıInternet
e-postasının grafik, ses, fax gibi metin olmayan bilgileri
de gönde-rebilen genişletilmiş hali.
Multiscan Monitor: Bir çok frekansta tarama yapma
yeteneği olan, aynı zamanda kullanıcıya çeşitli grafik
adaptörleri imkân sağlayan bir monitör.
MULTITIMRAL: Birden fazla enstürman sesini aynı anda
farklı MIDI kanallarından gelen mesajlarla değerlendiren
enstürman.
|
N
NCSA:
Mosaic web tarayıcısının yaratıldığı akademik bir kuruluş
olan national Center for Supercomputer Applications'un
kısaltılmışıdır.
NCSA: Ağ görgü kuralları, NETwork (ağ) ve etlQUETTE
(görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu
kelimeyle, bir ağ üzerinde uyulması gereken davranış
kuralları ifade edilmektedir.
NEC Multisync 5FGe: Sonsuz sayıda renk gösterebilen,
maksimum çözünürlüğü 1024x768 Non-Interlaced ve bant
genişliği 80 MHz olan MultiSync 5FGe düşük enerji maliyeti
ile de dikkat çeken bir Monitör çeşidi.
NERD WORLD: Adres: http://www.nerdworld.com/Gerçekten
bulmak istediğiniz Web sayfalarına ya da haber gruplarına
kolayca ulaşın. Kendi-Indexinizi-Yaratın özelliğine bir göz
atın.Netiquette:Ağ görgü kuralı Network (ağ) ve etiquette
(görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu
kelime ağ üzerinde davranılması gereken biçimi ifade
etmektedir.
NETSCAPE: Netscape firmasının bir ürünü olan Netscape
Navigator NCSA tarafından geliştirien Mosaic'in temeleri
üzerine kurulmuştur. Şu günlerde 32 Bit sürümündeki Java
eklemesiyle ve her sürümünde gelen yeniliklerle en çok
aranan Web tarayıcısı durumuna gelmiştir. Mosiac'in asıl
yaratıcısı olan Mark Andreessen NCSA firması tarafından
kiralanarak Netscape'i yarattı. Firma ismini Netscape
Communications Co. olarak değiştirip halka açıldı ve her
biri milyarder oldu. Firma aynı zamanda Web sunucusu olmak
isteyenler için de yazılım pazarlıyor. NCSA'ya bağlanıp
Netscape'in son sürümünü edinmek için
http://home.netscape.com/ adresine bağlanın.
NIC: Ağ Danışma MerkeziAğ danışma merkezi (NIC) ağ
kullanıcılarına bilgi, yardım ve diğer hizmetleri sunan
yerdir.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma ProtokolüAğ Haberlerinin
dağıtılması, incelenmesi, elde edilmesi, postalanması
işlemleri için oluşturulmuş protokole verilen isim. Tanımı
RFC 977'de bulunabilir (Usenet).
Network: Bilgisayar ağı. Birçok bilgisayarın çeşitli
yöntemlerle birbirine bağlanarak bazı bilgileri
paylaşabilmelerini sağlar.NewgenA3 ve A4 ebatlarında baskı
yapan postscript multiplatform yazıcılar.
NIC.DDN.MIL: Savunma Bakanlığı İletişim Ağı (DDN) Ağ
Bilgi Merkezi'nin (NIC) alan ismi. Savunma Bakanlığı
Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma Merkezi, Alan İsmi Sistemi,
Ağ Danışma Merkezi.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma Protokolü (Network News
Transfer Protocol).
Node: Bilgisayar ağına bağlı ve adresi verilerek
erişilebilen cihazlara verilen isim. Düğüm.
Node: DüğümBir örgünün topolojik tanımında düğüm
(halkaların) bir bağlantı noktasıdır. sözcük veri örgüleri
kapsamında özellikle paket hat değiştirmede bir hat
değiştirme merkezi olarak da kullanılagelmiştir.
Noise (Parazit): Audio sitemlerinde bir elektirk
karışıklığı ya da istenmeyen bir ses. Videoda elektrik
enerjisinin "random spruts" veya karşılığı denir. Çok
parazit snow (karlanma) da denilmektedir.
NOISE REDUCTION: Stüdyoda mevcut dip gürültüyü
bastıran ya da kaybetmeye çalışan cihaz.Noise reduction:
Bandın ses kanalındaki parazitleri gideren sistem.
Noise Temperature: Gürültü Sıcaklığı. Bir sistemde
işarete eklenen gürültünün miktarını göstermek üzere
kullanılan eşdeğer sıcaklık. Gürültü sıcaklığı ne kadar az
ise eklenen gürültü o kadar azdır.
Noise: Gürültü. Rasgele değişen bozucu işaretler.
Gürültü seste hışırtı halinde, resimde ise karlanma olarak
ortaya çıkar.
NoNoise: Sonic Solitions adlı firmanın Apple
Macintosh bilgisayarlarında çalışan digital audio sisteminin
önemli fonksiyonlarından biridir. Müzikal yapı altındaki her
türlü gürültü (Noise) parazit ve çıtırdıyı filtreleyen özel
sistem.
Novell Netware 3.12: Novell NetWare, hem küçük hem de
orta boy iletişim ağları için mükemmel bir çözüm sunmaya
devam ediyor. Yine, dosya ve yazıcı paylaşımı, hız, güvenlik
ve çoğu işletim sistemi için iletişim.
NR (Noise Redictor): Düşük seviyeli yüksek frekans
sinyalindeki parazitleri otomatik olarak azaltan sistem
(=Dolby)
NRC: İnorganik maddelerden yapılan ve pikabı
istenmeyen vibrasyonlara, akusik beslemelere karşı koruyan
devre.
NTSC: ABD'nin kullanıldığı renkli yayın standardı.
525 satır ve 60 Hz frekans kullanır. Renkli yayını ilk
deneyen ülke ABD olmuştur. Bunun sonucu olarak ABD'ye özgü
bir renk sistemi ortaya çıkmıştır. Japonya, Kanada ve
Meksika'da bu sistemi kullanır.
|
O
OCR:
(Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin
makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen
girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek
vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere
firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
OEM: Az da olsa, yeniden dizayn edilmiş teçhizatı
satan bir üretici. Her alıcı bu teçhizata kendi adını
koyarak, kendi markası gibi satar.
On-Screen Silde: Direkt olarak bilgisayar
terminalinden projeksiyonu yapılan bir grafik imgesi.
On: Kapalı devre.(Anahtar olarak), ışık olarak açık.
Online Editing: Master bandın orijinal yapımdan monte
edildiği on edit safhası. Opcode: İşlem kodu.
Open Look (Açık Bakış): Çok hedefli ve çok açılım
sağlayan bir grafik 'interface'i.
OPEN TEXT INDEX: Adres:
http://www.opentext.com/omw/f-omw.html.Open Text Index,
firmanın eline geçen Web sayfalarındaki tüm kelimeleri (21
Milyar civarında) taramanıza olanak sunuyor. Firma en büyük
arşivlerden birine sahip olduğu ileri sürüyor. Sadece
aramaya nasıl başlayacağınıza (Uzunluğa ve konuya göre de
olabilir) karar verin. Gerisi kolay...
Operand: Bir işleme katılan data çeşidi veya
büyüklük, çokluk anlamına kullanılır. Operand genellikle bir
instructionun adres bölümü için kullanılır. Fakat bir sonuç
veya parametre, işletilecek bir sonraki instruction için
adres veya isim göstergesi olabilir.
Operasyonel: İşlemsel.
Operate: Çalıştırma tuşu (=on)
Operating System: Bir bilgisayarın yeteneklerini
yöneten bir yazılım. İşlem tablosu, dosyalama ve hafıza
yönetimi ve kumanda yorumu gibi fonksiyonları vardır.
Operator: Bir işlemi gösteren semboldür ve kendisi,
işlemin nesnesidir, yapılan işlemi gösterir. Örneğin (+),
toplama; (-), çıkarma operatörüdür.
OCR: OCR (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı
karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik
transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür
programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının
GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları
gösterilebilir.
Optical Disc: Laser ışını kullanarak dijital bilgi
kaydeden ve tekrar üreten bir video disk kopylama cihazı.
(Bkz. CD-ROM;DVI).
Optik Hafıza Devrimi: Muazzam miktarda bilgi, optik
disklere, bir başka deyişle müzikseverlerin yakından
tanıdığı kompakt disklere (CD) sığdırılabilmektedir. Ciltler
dolusu ansiklopedik bilgi (örneğin Britannica, Comptons vb.)
küçük bir diskte yalnızca yazılı bilgi olarak değil, video,
animasyon, grafik ve ses unsurlarıyla işlenmekte,
yerleştirilmektedir.
Optıbase: JGEB sıkıştırma ve hızlandırma kartları.
OS/2 Warp 3: Warp 3, yeni eklenen fonksiyonları ve
beraber çalışma özelliğinde performansıyla da dikkat çeken
ve home pazarına sunulan ürün oldu. Nesne yönelimli ve
kritik uygulamalardaki başarısıyla, bu pazardaki şansının
oldukça yüksek olacağı gerçek bir işletim sistemi.
OS/2: Windows için bir ağabey ve Mikrosoft firmasının
UNIX sistemine bir cevabı. 'Jirtuel'hafızalı bir çok hedefli
operasyon sistemi. 'Network (şebeke)'çalıştırmak
OSD (On Screen display): Televizyon veya video ile
ilgili komutların ekranda belirmesi. Ses, ışık, kontrast ve
ışık ayarları bir grafik halinde ekranda gösterilebilir.
OSF/MOTIF: Geniş bir bilgisayar çerçevesi içinde
standartlar sağlayan bir grafik kullanıcı 'interface'. X
Windows sistemi ile uyuşan herhangi bir platforma
taşınabilir.
OTR: Tek tuşla kayıt yapan sistem.Out-Point: Bir edit
işleminin sona ermesi. 'End Point'(son nokta) olarak da
adlandırılır.
Output: Bilgisayar sonucu veya işlenmiş data.
Overload: Aşırı yüklenme.
|
P
Packet:
Paketİletişim ağı üzerinden gönderilen veri birimi.
PING: Internet Paketi AraştırıcısıHedef makinelerin
ulaşılabilirliğini test amacıyla kullanılan bir program.
Genelde "filanca sisteme ping yap" şeklinde kullanılır.
Page View: Nota yazımında sayfa düzeninin görülmesi.
Page: Web'teki hypertext dökümanları.
Pan: Yatay x-aksı boyunca uzanan bir kamera
hareketi.
Paradox for Windows 4.5: Analiz ve çizelgeler
oluşturma çalışmalarında mükemmel, hızlı uygulama geliştirme
ve kişiye özel uygulama geliştirme gücü mükemmel, kullanım
kolaylığı iyi düzeyde yer alıyor. Front-end geliştirme
özelliği orta düzeydeki bir program.
Parametre: Özel bir program için verilmiş değeri
gösteren değişken. Bir sistem, araç veya birimin sonradan
belirlenebilen değişkeni.
Parity: Hafızadaki data errorlarını tespit etmek için
kullanılan fazladan bir bitlik kod. Data içerisindeki aktif
bitlerin toplamının tek veya çift olduğunu sayarak kontrol
işlemini gerçekleştirir.
Partition: Sabit disk içerisindeki, özel amaçlar için
kullanılan küçük bir bölüm. Hartdiskin varsa bölüntüsünü,
kapasitesini, işletim sisteminin yerini vs. gösterir.
Path (Yol, iz): Bir bilgisayar grafik nesnesinin
izlediği yol.
Path: 3D bir doğru. Bu düz, eğrilmiş ya da basamaklar
şeklinde olabilir. Bu tip bir Path boyunca objeler, ışıklar
ya da kamera hareket edebilir. Pathler genelde
Keyframe'lerden daha yumuşak bir hareket verirler.
Pause: Videoda kısa durdurma tuşu. Banda zarar
vermemesi için belli bir süre sonra otomatik olarak playbach
konumuna dönüşür (=still).
PC (Personel Computer): Kişisel Bilgisayar.
PCM: (Pulse Code Modulation) Ses renklerinin
örneklenebilmesinde kullanılan bir teknik.
PD: Genel kullanıma açıkPublic DomainÜcretsiz olarak
kopyalayıp kullanabileceğiniz programlara verilen isim.
Peripheral: Dışarıdan bağlanarak kullanılan I/O veya
depolama (kayıt) cihazları.
PERL: Unix altında CGI programlarına alternatif
olarak çıkan güçlü bir programlama dilidir.
Perspective Interpolation: Perspektif bir alan
içindeki hatalı yüzeyleri düzgün bir duruma getirir.
Örneğin, uzun bir mesafeye doğru giden bir demiryolu
görüntüsü daralır ve renk değiştirir. Bu renkler bir
bilgisayar ekranında 'Perspektive Inetrpolation'kullanılarak
görüntülenebilir.
PGA: Profesyonel Grafik Adaptörü
Picture search (PS): Resim arama. Görüntü geçişini on
kat hızlandırabilir.
Pie Chart (Pasta tablosu): Bölümlerin bir bütün ile
büyüklük veya fazlalık bakımından mukayese edildikleri bir
grafik yorumu.
Pinch-off: Daraltma, sıkma, kıstırma.
PING: Internet Paketi Araştırıcısı (Packet Internet
Groper).
Ping: Internet üzerindeki bir adrese ulaşılıp
ulaşılmadığını kontrol eden bir yardımcı program.
PIP (Picture in Picture): Resim içinde resim. Aynı
ekran içinde televizyonun birkaç kanalının ve video
görüntüsünün izlenmesine imkan verir. Görüntü kaydırılabilir
veya dondurulabilir.
PITCH WHEEL: Frekans ve modülasyon seviyesi ayarı
için
Pixel: CCD gibi bir bilgisayar ekranının veya bir
grafik sensor cihazının temel görüntü elemanı. Bilgisayar
yaratabildiği en ufak nokta
Pixel: Resim elemanı için kullanılan kısaltma. Tek
bir bitlik bilgi ile monitör üzerinde adreslenebilen tek bir
noktadır.
Pixelization: Devamlı bir imgeyi bloklara ayırıp
dijital bir görüntü vermek için, imgesel yapabilen yazılım
kullanımı.
PKZIP: PC'ler için paylaşımı ve kullanımı ücretsiz
olan bir sıkıştırma yardımcı programı. PKUNZIP adındaki bir
diğer program da bu sıkıştırma dosyaları açar.
POINT: Adres: http://www.pointcom.com.
Derecelendirilmiş ve tanıtımı yapılmış bir sürü Web servisi
arasından bağlanmak istediğinizi buradan bulabilirsiniz.
point ayrıca bir TOP 10 listesi ve uluslararası haberlerden
başlıklar sunuyor.
Point-to-Point Protocol (PPP): Noktalar Arası
ProtokolRFC 1171'de tanımlanan bu protokol, seri bir hat
üzerinden (örneğin telefon hattı) iki noktayı birbirine
bağlama işlemini tanımlar. Seri Hat Üzerinden Internet
Protokolü (Serial Line IP).
Polarite: Uygulanan DC
gerilimi.Polarization:Polarizasyon. Bir elektromagnetik
dalganın elektirk alan vektörünün doğrultusu.
Elektromagnetik dalgalar yatay, düşey, dairesel ve eliptik
polarizasyonlu olabilirler.
POP: Posta Ofisi Protokolü (Post Office Protocol).
POP: Herhangi bir SLIP, PPP bağlantı sağladığınızda
genellikle bir POP hesabınız olur. Bu hesap postanızı atmak
için e-mail programınızı kullanmanızı sağlar. Kısaltmanın
diğer bir açılımı ise Point of Presence'dir.
PORT ADRESS: TCP/IP tabanlı uygulamalar hattın diğer
ucundaki bilgisayarla konuşmak için belirli bir port adresi
kullanırlar. Port adresi, içinde verilerin nereden alınıp
nereye verileceğini kesin olarak saptayan bir mekanizma
barındırır.
Port: Bir eletronik devreye şebekeye ve sisteme giriş
noktası.
Port: Diğer çevre birim elemanları ile haberleşmeyi
sağlamak için kullanılan giriş-çıkış bağlantı noktası
(kanalı)'dır. (seri veya paralel port)
Post Office Protocol (POP): Posta Ofisi ProtokolüTek
kullanıcı sistemlerin bağlandıkları hizmet birimlerinden
posta mesajı alışverişi yapabilmelerini sağlayan protokol.
POP, POP2 ve POP3 diye üç uyarlaması vardır. Sonraki
uyarlamalar önceliklerle uyumlu değildir. Elektronik Posta
(Electronic Mail).
Postmaster: Bir ağ üzerindeki E-posta problemleri ile
ilgilenen personel.
Potentiometer: Ses düğmesi. (potansiyometre)
Power supply: Güç kaynağı.
Power: Güç, enerjinin harcandığı ya da işin yapıldığı
değer.
PPP: Noktalar arası protokol. Seri bir hat üzerinden
(örneğin bir telefon hattı) iki noktayı birbirine bağlama
işlemini tanımlar.
PPP: Modem aracılığıyla seri bağlantılar
gerçekleştirmede kullanılan yeni bir protokoldür. SLIP
protokolüne göre hatta düzeltme ve sıkıştırma özellikleri
daha gelişmiş olduğundan bu protokolden %5-10 daha hızlıdır.
Çoğu Web tarayıcısı PPP veya SLIP bağlantısı istemektedir.
PAS 16: Media- Vizion'in bu iki kartı bir birine çok
benziyor. Yanlız PAS +'ın örnekleme ve çalma genişliği
sadece 8 bitken PAS 16, 8, 12 ve 16 bitlik örneklemeler
yapıp, çalabiliyor. Her ikisinin de 44.1 KHz.e kadar
kapasitesi var bu iki kart ADPCM sıkıştırma ve dinamik
filitreleme özelliklerine sahip. SBPro ve SB 16 gibi
paslarda yamahanın 4 işlemcili FM çipi OPL 3 kullanıyorlar.
PAS 16'nın program desteği çok tatminkar PAS'ların SB ve
SBPro uyumlulu her ne kadar Media Vizion tarafından %100
olarak belirtese de, bazı problemlerle karşılaşmak mümkün.
PAS 16 oldukça iyi bir kart, fakat ucuz değil. En iyi
avantajlarından birisi SCSI aracısını içermesi. Kartın
mekanik kalitesi üzerinde biraz çalışılmış. Midi
parçalarının FM çipinden dinlemek hayal kırıklığı
yaratabilir. Fakat 16 bitlik müzik modlüleri çok iyi
duyuluyor. PAS 16 birlikte gelen programlar miktar ve kalite
açısında bu karta artı puan getiriyor.
Prob: Frekans ve benzeri etkenlerde empedans
uygunluğu sağlayan araç ya da bağlantı kablosu.
Program search: Kaset teyplerde bandın önceden
programlanan belirli sayıdaki bölümünün çalışmasına imkan
veren sistem. Bu program sayısı genelde 12 olur.
Programlardan birkaç tanesi yardımcı bir tuş ile
tekrarlanabilir. Çift kasetli teyplerde birinci kasetteki
programların sırası ile ikincisi arasında bir uyum
yaratılabilir.
Program select Button: Program seçici düğme.
Program: Bilgisayarların çalışmasını kontrol eden
komutlar grubu.
Program: Bilgisayara özel işlemler veya hedefler için
verilen talimatlar dizisi. Programlara aynı zamanda
'software-yazılım'adı verilir.
PROM: PROM adlı programlanabilen ROM'dan gelmektedir.
PROM satın alındıktan sonra kullanıcı tarafından
programlanabilir. Program kullanıcı tarafından bir kez
yazıldıktan sonra, başka bir program yazılamaz. PROM
içerisinde ince nikel krom teller bulunur, bu teller sigorta
teli gibidir. PROM programlayıcısı hazırladığı doğruluk
tablosuna göre ve tümleşik devrenin adres girişlerine uygun
akım uygulayarak bu telleri yakar. Bu işlemi yapan hazır
PROM programlayıcısı cihazları piyasada bulunmaktadır. PROM
üreten fabrikalarda kullanıcının doğruluk tablosuna göre
programlayabilmektedir.
Prompt: Ekranda görünerek, kullanıcıdan komut
beklendiğini ifade eden bir karakter veya karakter dizisi.
>: a veya c >:
PROTOCOL: Protokol, iki bilgisayarın birbirlerine
veri yollarken izledikleri biçim, veri aktarma formudur.
Protokoller bilgisayara alt düzey kodlar yollayarak iki
makina arasındaki iletişimi sağlar.
Protocol: Protokolİki bilgisayar arasında mesaj
alışverişi sırasında kullanılacak mesaj yapıları ve
kurallara protokol denir.
Protocol: Bilgisayar arası iletişimde iki
bilgisayarın uyması gereken iletişim kuralları.
PS: Picture Search.
PTC: Pozitif sıcaklık katsayılı direnç.
Public Domain Software: Telif hakkı olmayan ve
serbestçe el değiştirilen ve kopya edilen yazılım.
|
R
Rafine etmek:Tamamen
RAM'a depolanabilmesi için sıkıştırılmış bir bilgisayar
animasyonlu sekans.
RAM-Animation: RAM (Silinebilen Bellek) olarak
bilinen bu elemanlar oku/yaz belleği olarak da adlandırılır.
RAM, gelişi güzel geçişi olan bellek demektir. RAM'lar her
türlü sayısal devrede ve özellikle bilgisayarlarda geçici
veri ve program saklanmasında kullanılır.Bilgisayar programı
işleme girdikçe, RAM bölgelerinin çoğunun içindekiler de
sürekli olarak değişecektir. Bu nedenle bilgisayar hızının
düşmemesi için okuma ve yazmayı tamamlama süreleri RAM'da
hızlı olması istenir. RAM'ların en büyük sorunu geçici
bellek olmasıdır, yani RAM'ın elektrik enerjisi kesildiğinde
saklı olan bilgi de kaybedilir. Bazı devrelerde elektrik
kesildiği anlarda saklanan bilginin silinmemesi için batarya
ile besleme sağlanır.
RAM: Slayt, film şeridi veya video ya da audio bant
bölümlerine, orijinal kronolojisine bakılmaksızın girebilme
olanağı.
Random Access: Rasgele Erişim. 1. Bilginin elde
edileceği bir sonraki konumun, hiç bir şekilde bilginin son
olarak elde edilmiş olduğu konuma bağlı olmadığı koşullarda,
bir veri saklama yerine erişim yöntemi. 2. Her sözcüğe
erişimin, diğer tüm sözcüklerin yerlerinden bağımsız olduğu
ve sözcüğün adresine göre yapılan erişim yöntemi.3. Bilginin
elde edilecek yerin, daha önce alınan bilgi yerlerinden
tamamen bağımsız olduğu veri saklama yerine erişim yöntemi.
Örnek olarak manyetik davullar, diskler veya çekirdek
bellekler gösterilebilir.
RANDOM ACCESS: Radyo ve televizyon vericisinden yayın
alımının mümkün olduğu maksimum uzaklık.
Raster: İmgenin görüntülendiği monitör ekranındaki
taranmış olan ışıklı ekran.
Raster: Yüksek çözünürlüklü monitör ve kartlar,
dye-sublimation yazıcı, multimedya ürünleri renk kalibratör
sistemleri
Raytracing: Radyo ile bilgi veri hizmeti. Yayınla
birlikte kısa mesajlar yazılı olarak seçilebilir. Ancak
radyonun bu alıma uygun bir dijital akımın olması gerekir.
RDS (Radio Data Service): Kahrolası Elkitabını Oku
(İnternette)Bu kısaltma genelde birisi çok basit ya da genel
bir soru sorduğu zaman kullanılır.
RTFM:kullanım kılavuzunu oku
Real Time kayıt:Sequencer programlarında metronom
dinlenerek yapılan canlı müzik şekli.
Real Time Recording: Artık bilgisayarlarımız bu kart
sayesinde bir sinema ekranı, bir TV ekranı,bir konuşan
Ansiklopedi ve hatta konuşan döküman sistemi diyebiliriz.
İlk resimli ansiklopediyi 1922'de basan COMPTON ilk
multimedya ansiklopedisini de 1990'larda piyasaya sürdü.
Compton's Interactive EnyclopediaŞimdi COMPTON'un tüm CD
kütüphaneleri; video oyunlarının her cinsi, ansiklopedilere
başvurulan dökümanlar, iş dünyası, almanaklar, atlaslar,
seyehat kılavuzları, safariler, müzik, avcılık, tenis,
balıkçılık, golf vs. dersleri, dünya kupası albümleri, mega
starların klipleri, video klipler hemen hepsi CD-ROM
sürücüsü olan bütün bilgisayar kullanıcılarının elinin
altında, renkli ve hareketli olarak ekranlarında... Çağdaş
teknoloji sizi bilim ve eğlence dünyasına davet ediyor,bu
daveti kaçırmayın.
Real-Time Animation: Bilgisayar ekranında gerçek saat
zaman dilimine bire bir nispetinde uyan zaman.
Real-Time: Web Tarayıcılara FM kalitesinde konuşma ve
müzik dinlemek için eklenen bir programdır. Bu programı tek
başına kullanabileceğiniz gibi Netscape'e de
ekleyebilirsiniz. Bu program hakkındaki demolar için Sony
Magic Link'i http://gnn.com/gnn/wr/ads/song/ adresinden ya
da Real Audio'yu http://www.realaudio.com adresinden
bulabilirsiniz.
REAL AUDIO: Bireysel veya grup gösterimi için imgenin
şeffaf cam veya özel madde ile kaplanmış bir akrilik
ekrandan geçirilmesi. Ekran projeksiyon cihazı ve seyirci
arasına yerleştirilir.
Referans: Yansıma.
Reflection: Yansıtıcı eleman.
Reflector: Ani tepki geriye çekmek.
Refleks: Yazıcı
Register: AC ya da DC gerilim değerini kararlı
tutmaya çalışan devre.Regüle: Kararlı, kararlı duruma
getirme.
Regülatör: Teypte iki kasedin arka arkaya çalınması.
Relay play: CD'de kalan sürenin gösterildiği hane.
Remaining time: Cihazın veya cihazın bir işlevini
kablolu veya kablosuz olarak uzaktan kontrol eden cihaz.
Remote Controls Windows: Uzak giriş. Uzak bir
bilgisayarda sanki o bilgisayara doğrudan bağlıymış gibi
işlem yapmak, bu işlem genelde iletişim ağı üzerinde bir
protokol kullanılarak yapılır. Telnet.
Remote login: Uzaktan kumanda cihazından gelecek
sinyalleri alan küçük pencere. Bu bölümün temiz olmasına
dikkat etmek gerekir. Aksi halde sinyal almayabilir.
Render: Değişik saatlere ayarlanan programların her
hafta aynı saatte alınmasını sağlayan sistem. CD player'da
bir şarkının devamlı olarak tekrar edilmesini sağlayan
özellik.
Reset: RTL.
Resolution (Ayrışım): Çok kısa süreli eko ya da ses
derinliğine verilen isim.Reversad imge television:Normal
görüntüyü simetrik olarak tersine çeviren televizyon.
arkadan bir perdeye projeksiyon yapabilen televizyonda da
olması gereken bir özelliktir. Reverse Video: Karanlık bir
geri planda aydınlık görünümden ziyade, aydınlık geri planda
karanlık görüntüler.
REVERBERATION: Karanlık bir geri planda aydınlık
görünümden çok, aydınlık geri planda karanlık görünümler.
RF (Radio Frequency): Request For Comments.
RFC: Elektronik posta başlıklarının biçimi için
Internet standardı. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Ring counter: Bilgisayarlar için çalışma yeri.
Router: Yönlendirici. Bir ağ ile diğeri arasındaki
iletişimi sağlayan cihaz.Routing:YöneltmeVeri paketinin
gideceği bir sonraki sisteminin doğru olarak seçimi.
Router: Yöneltim alanı. Bir kişinin yönetimi altında
olan ve kendi aralarında bilgi alışverişinde bulunan
yönelticilerin kümesi. Yönetsel Alan, yöneltici.
|
S
SAP (Sound Audio Program):
İki dilde yapılan yayınlardan birinin kaydeden ses alma
programı.
Se desimal: Ekran, değişik boyutlarda yapılır.
Büyüklüğü diyagonal (çarprazlama) ölçü ile belirtilir. Ekran
yüksekliğinin enine oranı da bir ölçüdür. Bu ölçü genellikle
4:3 olur. EDTV ve HDTV'de bu oran 16:9'dur.
SEARCH ENGINES: Kişileri istedikleri bilgiye veya Web
sayfasına ulaştırmayı amaçlayan "Internet tarayıcı"
servisleridir. Bu servislerin uzayıp giden bir listesini
ttp://www.rpi.edu/Internet/Guides/decemi/icmc/top.html
adresinde bulabilirsiniz.
Search: Arama, videoda istasyon arama.
Senkronizasyon: İki sinyali faz ve frekans bakımından
uyumlu hale getirme olayı.
Senkronize: Peryodik olarak değişen iki sinyal
arasındaki faz ve frekans bakımından uyum.
Sequencer: MIDI müzik cihazlarının kontrolünü yapan
yazılım.IP paketlerini iki sistem arasında aktarmak için
telefon hatları ya da RS-232 devrelerini kullanan protokol.
Tanımı RFC 1055'de mevcuttur. Noktalararası protokol
(Point-to-Point Protocol).
Serial Line IP (SLIP): Seri Hat Internet
ProtokolüServer:Hizmet birimi, dağıtıcı programKaynak
sağlayıcı (örneğin dosya hizmet birimi gibi) kullanıcı
(client), kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model).
SGML: Tüm platformlarda aynı olarak görülecek
dökümanlar yaratmak için kullanılan ISO standardıdır.
SGML: Diğer yapısal döküman dillerinin
tanımlanmasında kullanılan bir dil. Mesela; HTML, SGML
kullanılarak tanımlanmıştır.Resmin hesaplanması sırasında
kamera önce ışığın olduğu yere çevrilir ve bir gölge
yaratması gereken obje oradan hesaplanır. Sonra da gölge
simüle edilir.
Shadow Mapping: Daha önce de belirtildiği gibi
gölgeler sadece Raytracing yöntemi ile hesaplanabilir.
Rendering'de hesaplanamaz.
Shareware: Belirli bir süre ücretsiz kullanılan,
ancak yazılımın deneme süresi bitince yazılımın sahibine
ücret ödenmesini gerektiren türden yazılımlara verilen
isim.
Sharpen: Netleştirmek, keskinleştirmek. Photoshop
dökümanlarında daha net bir görüntü demek, tam beyaza yakın
renkteki piksellerin tam beyaza, koyuya yakın piksillerin
daha koyuya çevrilmesi demektir. Netlik, kontrastlık ile
sağlanır. Piksellerin netleşmesi diye birşey sözkonusu
değildir.
Sharpness: Videoda keskinlik ayarı, görüntüdeki
hatları keskin gösteren suni netlik ayarı. Bu düğme hatların
yumuşatılması ve görüntüye romantik bir hava verilmesi için
de kullanılır.
Shotgun: Sesi mikrofonun önünde dar bir koni içinde
yakalayan bir kardioid tipi. Genelde kameraya monte edilmiş
olup, yalnızca kameranın yönetildiği taraftaki sesleri
kaydeder.
SIGMA DESIGN: Real Magıc PC Uyumlu MPEG Playback
yapılabilmektedir.
Signature: İmza
Site: Internet üzerindeki bir hizmet biriminin
adresi.
SLIP: Seri Hat Üzerinden Internet Protokolü (Serial
Line IP).
SLIP: TCP/IP protokolünde IP paketlerini iki sistem
arasında aktarmak için telefon hatlarını ya da RS 232
devrelerini kullanan protokol.
SLIP: TCP/IP'ye göre modası geçmiş bir iletişim
protokolüdür. Protokolün amacı modem aracılığıyla, bir ağ
ortamına tıpkı ağ'da bir kullanıcıymış gibi bağlanmaktadır.
Bu protokolün yerini fonksiyonları bakımından bir farkı
olmayan fakat daha hızlı olan PPP protokolü almıştır.
SMARTDRV: Sabit diskinizin hızını artırmak için
kullanılır.
Software (yazılım): Çalıştırıldığında bilgisayara
belirli fonksiyonları yaptıran bir dizi instruction.
Software: Yazılım donanımı, bilgisayarın çalışmasını
kontrol eden programlar.
SBPro: Creative Labs`dan SoundBlaster (SB) Adlib
uyumlu ilk ses kartıdır. FM sentezleme yayınında aynı
zamanda sekiz bitlik örnekleme ve örnek çalma olanağına
sahiptir. SB ve İlk SB Pro yamaha`nın YM üçbin sekizyüz on
iki çiplerini kullandılar. Fakat yeni versiyonlar (SBPro 2.0
ve üstü) yeni OPL3 çipini kullanıyorlar.
Sound Galaxy NXII Pro: Sınırlı kullanım olanağına
sahip olsa da özellikle insan sesi kaydetmede ve çalmada
başarılı sonuçlar veriyor. Ayrıca fiyat olarak da çok uygun.
Gerçekten oldukça yakın sese sahip. Üzerindeki ASP entegresi
programlanabilir olduğundan, seslere efekt kazandırmak gibi
başka işler içinde kullanılabiliyor olması ona önemli bir
değer kazandırıyor.
SoundBlaster 16(SB 16): SB`nin geliştirilmiş hali
olan SB 16; 16 bitlik stereo ses üstünlüğünü hizmete
sunuyor. SB l6`nın stereo 44.l KHZ.'ye kadar 8 bit l6 bitlik
kaydetme ve çalma imkanı var. Bunun yanında dinamik filtre
ve ADPCM sıkıştırma nimetleri sunulmuştur.
SB 16'nın en heyecanlandırıcı özelliği ise, bir tane 16
bitlik asp yani (advanced signal procossor) devresi
içermesi. Bu bir çok işe yarar, en azından sıkıştırma
sürecinde bu çipin kullanılması durumunda, CPU'nun üzerinden
yüzde yetmişleri (%70) varan ölçülere yük kalkar. Peki
sıkıştırma olmazsa olur mu? Eğer birisi hafızayla kart
arasında saniyede 176 Kbyte'lık bir transfer hızını (44
Khz.'de l6 bitlik stereo örnekleme için) garantilerse olur.
Yeni SBPro'lar gibi SB l6`lar FM sentezleme için dört
işlemcili bir yamaha YMF 262 (OPL 3) içermekte. SB 16
tasarlanmış WaveBlaster (WB) adında bir yardımcı kart da
piyasada bulunmakta WB, Turtle Beach MultiSound da
kullanılan Proteus sentezleyici çipinden içeriyor. Creative
Labs'in dediğine göre SB l6 da MPU 401 tipi Midi aracısı
var. Ama bu aracı sadece aptal modunda (UARt) çalışıyor.
SB 16'da bir dolu programla geliyor. SB 16 da Soundblaster
ailesinden olduğu için oyunlar tarafından desteklenmeme
sorunu yok. Bir SCSI aracısı ve birde ASP çipi İçermesi SB
16`yı çekici kılan unsurlardan yardımcı kartı WB ile
birlikte olduğu zaman SB l6 profesyonel ihtiyaçlara da cevap
verecek duruma geliyor. Ama bu durumda da pek hesaplı
olduğunu söyleyemeyiz. Aynı fiyat civarında daha iyi
seçimler yapmak mümkün.
Speaker: Loudspeaker. Hoparlör.
SPIDER (ÖRÜMCEK): Web tarama servislerinin
veritabanlarını büyütmek için bıkmadan, usanmadan yeni Web
sayfaları ve onlara ait bağlantıları bulan programlara
"örümcek" ismi verilir.
Splitter: Splitter. Ayırıcı. Dağıtıcı. Bir işareti
iki veya daha fazla yola ayırmak veya dağıtmak için
kullanılan alet veya sistem.
Stack (Ek Bellek): Destek bellek.
Stack: CD player'a birden fazla disk alınmasını
sağlayan ve çalma kapasitesini artıran katlı tepsi.
Stacked Bar Chart: Birbirini takip eder şekilde değil
de birbiri üstüne konulmuş kolonlardan oluşan bir tablo.
Star LC 90: Konfigürasyon seçimi ve değişikliği,
yazılımla bilgisayardan yapılabiliyor. Güç yönetiminde
yapılan değişiklikle açma-kapama düğmesi olmayan bu
yazıcılar, kabloları ile güç bağlantısı yapıldıktan sonra
otomatik olarak uyku konumuna geçiriyor. Herhangi yazma
komutu geldiğinde, gecikme olmadan çıktı veriyor. Haber,
spor, eğlence gibi kategorilere ayrılmış konulardan
istediğinizi seçerek Web sayfalarına göz atabilir, o gün en
çok ziyaret edilen servisleri öğrenebilirsiniz.
STARTING POINT: Adres: http://www.stpt.com/
STD: Internet standartlarını belirleyen RFC alt
serileri. Internet standartlarının listesi STD 1'de
verilmiştir. Bilginiz İçin (For Your Information), Yorumlar
İçin Rica (Request For Comments).
Step Time kayıt: Sequencer programlarında yalnızca
belirlenmiş nota yeri ve süresi gözönüne alınarak belirli
olmayan aralıklarla yapılan kayıt sistemi.
Step Time Recording: Real time kayıt yapamayan ya da
icrası çok zor olan müzikal uygulamaların adım adım giriş
şekli olup, istenirse master keyboard'dan kontrolü de
olanaklı.
SUBMIT: Kendi web sayfalarının reklamını yapmak
isteyenler için izlenebilecek en kolay yol, URL adresini
gözde tarama servislerine yazdırmaktır.
http://wjww.submit-it.com adresine URL adresinizi
verdiğinizde adresiniz 15 ayrı tarama servisine otomatik
olarak yollanacaktır. Bunun dışında URL adresinizi
yazdırmadan geçmemeniz gereken bazı tarama servisleri
şunlardır:
Subroutine: Küçük özel program (alt program).
Symantec Norton Utilities: İşletim sistemleri
kendilerini ne kadar geliştirirlerse geliştirsinler, her
zaman kullanıcıların istekleri bir adım önde oluyor. Norton
Utilities, disk yönetimi ve başka birçok gelişmiş hizmeti
kullanıcılara sunmaya devam ediyor.
System 7.0: 'Apple Computer'in Macintosh
bilgisayarlarında kullanılan yeni bir işletim sistemi.
1) MIDI Clock: (MIDI saat işareti) Üzerinde kullanılan tempo
değerine bağlı olarak, bir dörtlük nota süresinde 24 pulse
gönderir. Yani MIDI portundan bu sayıda gönderilen "F8" Hex
kodudur. Bu işareti dinleyen cihazın iç zamanlama üreteci
artık bu işaretle kilitlenip senkronize olarak çalışır. İç
tempo değeri buna bağlıdır.
2) Start: (Parça başlangıcı işareti) Sistemdeki sequenceri
başlatır. Kodu "FA"dır.
3) Continue: (Kalınan yerden otomatik devam etme)Performer
sysex mesajları editörü. Sisteme bağlı sequencer, parçanın
ortasında stop komutuyla durdurulursa, bu komutla kaldığı
yerden devam ettirilir. Kodu "FB"dir. Sistemdeki sequenceri
durdurur. Kodu "FC"dir.
5) Active Sensing: (Aktif birim sensoru)Sistemdeki bazı
MIDI'li enstürmanlar diğerlerinin varlığını sorgulamak üzere
300 ms aralıklarla "FE" kodunu gönderir. Bu da sistemde
aktif MIDI'li enstürmanın olduğunu gösterir. Bazı ürünler
300 ms içinde bu işareti duymadığı zaman seslerini
kapatırlar. Günümüzde üretilen aygıtlarda bu kod, o kadar
geçerli değildir. Sadece sistem üzerinde herhangi bir
şekilde kullanılabilir düşüncesi ile sistem komutlarına
dahil edilmiştir.
6) System Reset: (Aktif sistemleri sıfırlama)MIDI
birimlerinde oldukça önemli yeri olan bir komuttur. MIDI
hattından yollandığı zaman tüm enstürmanlar ilk açılış
durumuna gelirler. MIDI transmisyonu için kullandıkları
bellek sıfırlanır. Çalınan notalar susturulur. Her üretici
firma, bu komutu kullanarak makinalarının yeniden çalışmaya
başlayacağı en uygun ortama getirirler. Kodu "FF"dir. İşte
genel anlamları ile diğer sistem bilgilerinden de şöyle bir
sözettik. Bunlar her geçen gün biraz daha geliştirilmeye
çalışılmaktadır.
MIDI 1.0 versiyonunun 1983 yılından bu yana getirdiği
kurallar zaman zaman yenilenmesi düşünülmekte. Daha hızlı
teknolojilerinin müzik endüstrilerine girmesinin sonuçları
bakalım ne olacak? Burada önemli olan bazı standartlar ve
onları kullanan sistemlerdir.
System: Hardware, software ve diğer yardımcı
birimlerden oluşan ve bir ünite olarak çalışan grup.
Sıkıştırma yöntemi: Standard bilgisayarlar saniyede
15 veya 12 film karesini ekrana getiremezler ve kare
atlamalar meydana gelir. Bu bilgisayarların filmi akıcı bir
şekilde oynatabilmeleri için film dosyaları çeşitli
yöntemlerle sıkıştırılır. Filmin niteliği, hareketliliği,
büyüklüğü, taşıdığı renk bilgisi ve hedef platform gözönüne
alınarak bu yöntemlerden biri seçilir. Herbir sıkıştırma
yönteminin kendi ayarları vardır.
|
T
T1:
DS-1 biçiminde yapılanmış sinyali 1.544 megabit/saniye
hızında aktaran hatlara verilen isim.
T3: DS-3 biçiminde yapılanmış sinyali 44.746
megabit/saniye hızında aktaran hatlara verilen isim.
TAG (TAKI): HTML'de dökümana biçim vermek için
kullanılan etiketlerdir. Kaynak içinde kolayca fark
edilirler çünkü her zaman "<" ve ">" işaretleri arasına
yazılırlar. İki bilgisayar arasındaki kişilerin gerçek
zamanda konuşmalarına izin veren bir protokol. Internet
Bağlantılı Sohbet (Internet Relay Chat).
TCP/IP Protocol: Internet üzerindeki bilgisayar
sistemlerinin birbirlerine bağlanması için kullanılan
standart ağ iletişim protokolüdür. Internet Protokolü (IP)
üzerinde çalışan Transfer Kontrol Protokolü (TCP) ve bunlara
bağlı çalışan diğer protokollerin oluşturduğu aile. IP, TCP,
FTP, Telnet.
TCP/IP Protocol Suite: TCP/IP Protokol Ailesi
TCP/IP: Transmission Control Protocol/Internet
Protocol cümlelerinin kısaltılmış halidir. Internet'i
oluşturan protokollerdir. Başlangıçta Unix işletim sistemi
için tasarlanmış olup günümüzde birçok işletim sistemini
desteklemektedir.
TELNET: Bir Internet sitesinden diğerine bağlanmak
için kullanılan komut ve programdır. Komutu kullanarak bir
internet sitesine bağlandığınızda karşınıza sitenin "login:"
komut satırı gelecektir. Böylece Internet üzerinde iki
makine direkt (ve özel) olarak birbirine bağlanabilir.
Telnet: Telnet uzak terminal bağlantısı için Internet
standart protokolüdür. Tanımı STD 8 ve RFC 854'te
yapılmıştır.
Telnet: Bir bilgisayarın diğer bir bilgisayara
uzaktan terminal bağlantısı yapmasını sağlayan standart
Internet protokol programıdır.
Terabyte (Tera): Bir Terabyte= Bin Gigabyte. Birkaç
sene sonraki yeni hardisk standardı diyebiliriz (1.1012
byte).
Terminal Emulator: Bilgisayarın terminal taklidi
yapmasını sağlayan program. Bu programı kullanan bir
bilgisayar, uzaktaki başka bir sisteme ait bir terminal gibi
görünür.
TEXT-TO-SPEECH: Text-to-Speech (TTS) sistemleri
yazılı metni karşı tarafa ses olarak iletmekte
kullanılmaktadır. Bu sistemler vasıtasıyla Sesli Yanıt
Sistemleri sadece rakamlar ve bir kaç kelimeyle kısıtlı
kalmak yerine bilgisayara girilmiş olan tüm yazılı verileri
sese çevirebilmektedir. şu anda kullanılan sistemlerin
yapabildiği sadece yazılı veri halindeki sayıları sesli hale
çevirmektir.
Örneğin, 123 sayısı "yüz ... yirmi.... üç" olarak okunmakta
ancak herhangi bir başka yazılı bilgi (isim ya da adres
gibi) bu şekilde sese çevrilememektedir. Türkçe'ye
uyarlanmış TTS sistemlerinin kullanılmaya başlanmasıyla
elektronik ortamda yazılı tüm metinler sesli olarak
okunabilecektir. Yani ofis içi elektronik posta yoluyla
(e-mail) gelen yazışmalarınızı ya da benzer diğer bilgileri
evinizdeki telefondan sisteme okutabilirsiniz. Türkçe TSS
sistemlerinin 1994'ün ilk yarısında çıkmaya başlamıştır.
Texture or Surface Mapping: Bilgisayar grafiklerinde,
iki boyutlu bir görüntüyü üç boyutlu bir nesnenin etrafına
sararak nesneye değişik bir yapısal görüntü vermek.
Texture: Desen, zemin, düzensiz ve belirsiz
şekillerin oluşturduğu arka plan.
TFT: Thin Film Transistor, aktif matriks ekran
tekniği. Ekran noktalarının yönetimi milyonlarca transistör
üzerinden gerçekleşiyor.Web servislerini taramak yerine
Elektronik kütüphanenin devasal içeriğine bir gözatmak
isteyebilirsiniz.Elektronik kütüphanenin sayfalarını 1000
tam sayfa gazete haberi, magazinler, akademik günlükler,
resimler, referans kitapları, sanat ve bunun gibi hergün
yenilenen birçok kaynak oluşturuyor.
THE ELECTRIC LIBRARY: Adres:
http://www.elibrary.com/id/2525
TIFF (Tag Image File Format): Taranmış imgelerin
dijitaleştirilmiş versiyonlarını nakletmek için kullanılan
format.Basit arama formatıyla posta listeleri, Usenet, haber
grupları, bilgisayar üretim firmaları ve FTP siteleri
üzerinde arama yapmanıza olanak sağlar.
TILE NET: Adres: http://www.tile.net/
Tint: Koyulaşma (Saturation) bir rengin içindeki
beyazın miktarı.
TN3270: IBM 3270 terminal taklidi yaparak IBM
anasistemlerine bağlanmayı sağlayan bir telnet programı
çeşidi.
Track (sector): Hareketli depolama aygıtlarından olan
drive, disket veya teyp kartuşunda sürücü kafasının
ulaşabildiği özel bir bölüm.
TRANSPARAN GIF'LER: Bir çok servis Web sayfalarının
güzel görünmesi için grafik arka fonlar kullanıyor. Bu fonun
üzerine bir resim yerleştirildiğinde resmin hiç işinize
yaramayacak yerleri güzel arka fonunuzun görünmesini
engelleyebilir. Bunu önlemek için "transparan GIF"ler
kullanılır. GIF dosyasındaki herhangi bir rengi transparan
olarak atadığınızda o renk görülmeyecek, onun yerine arka
fonunuz görüntülenecektir. Paint Shop Pro'nun 3.12 sürümü bu
işi yapabilmektedir.
Tray: CD player'da diskin alındığı tepsi. Genellikle
12 cm (5 inç) diskler için yapılır. Ancak 8 cm (3 inç)
boyutlu küçük diskler için de ayrıca yuvası bulunabilir. Bu
yuva yoksa küçük diskleri çalmaya kalkmamak gerekir.
Truncation: Hesaplamanın özel bir kural tarafından
durdurulması.
Trunk: Trank. Anahat. Kablo-TV Dağıtımında kullanılan
ana dağıtım kabloları.
Trunkey: Ekleme veya düzeltme işlemlerine gerek
olmaksızın çalışan bir sistem.
TTL: Transistör-Transistör Lojik.
Tune: Televizyonda cihazın tam istasyona ayarlanması
işlemi.
Tuner: Bir radyo veya TV alıcısının alçak frekansa
kadar olan kısmı.
Tuner (Kanal seçici): TV ve videoda istasyonların
alınabildiği ayar devreleri. (1) Değişken kondansatör veya
endüktör gibi ayarlı bir devrenin rezonans frekansını
değiştirmekte kullanılan araç. (2) Radyo ya da televizyon
alıcısının, yayınlanan kanalı seçmekte kullanılan ilk
kademesi. İstenen kanal frekansını elde etmek için rezonans
frekansını değiştiren ayarlı bir devre ihtiva eder.Kanal ve
bant seçici ünite, kısım.
Tuner: Akortlu bir devrenin rezonans frekansını
değiştirmek için kullanılan değişken kondansatör ya da
endüktanslardan oluşan devre, belli kanalları seçmek için
radyo veya TV alıcılarında kullanılan genellikle RF mikser
ve osilatörü içine alan kat.
|
U
UNIX-to-UNIX CoPy (UUCP):
Unix'ten Unix'e Kopya
UNIX: Çok kullanıcılı, çok hedefli bir operasyon
sistemi. Genellikle çalışma hayatında kullanılan bir işletim
sistemi.
UNZIP: Daha önce bir sıkıştırma yardımcı programı
kullanılarak sıkıştırılmış bir dosyayı açmak.Upgrade: Daha
yüksek performans veya ilerlemiş özellikler gösteren
parçalarının eksiklerin yerlerine yerleştirilmesi.
Upload: Direk interface ya da bir modem yolu ile
diğer bir bilgisayardan data almak.Konuya göre adlandırılmış
binlerce ağ haberleri grubu, protokolleri çalıştıran
bilgisayarlar ve Usenet ağ haberlerini ve makaleler yazan
kullanıcıların oluşturduğu sistem. Tüm Internet sistemeleri
Usenet'e üye değildir ve tüm Usenet sistemleri de Internet
üzerinde değildir. Ağ Haberleri Aktarma Protokolü (Network
News Transfer Protokol), Unix'ten Unix'e Kopya (UNIX-to-UNIX
CoPy).
URL: (Uniform Resource Locator) Web üzerinde
ulaştığınız yerin kimliğini belirler. Tam bir URL'nin
görünümü aşağıdaki gibidir.mailto://e,mail yollamak için
kullanılacak uygulamaya bağlanır file://lokal bir dosyayı
işaret ederalan ismi (domain name) bağlanılmak istenen
sunucunun Internet üzerindeki ismidir. Bir alan isminin
uzantısı genellikle onun tipini de belirler:.com ticari
kuruluş.edu öğretim.mil askeri.net servis sağlayıcı.org kar
amaçlı olmayan organizasyonPORT ADRESİhttp:// protokolü
sadece:80 portunu kullandığından genellikle bu takı
kullanılmaz. atlanacak dizin adıWeb sayfasının sunucu
üzerindeki dizinini belirtir.
Usenet (USEer NETwork): Konuya göre isimlendirilmiş
binlerce ağ haber grubu, protokolleri çalıştıran
bilgisayarlar ve ağ haberlerini okuyan ve makaleler yazan
kullanıcıların oluşturduğu sistem. Internet sistemlerinin
tümü Usenet'te bulunmaz ve Usenet sistemlerinin tümü de
Internet üzerinde değildir.
User Interface: Program içinde ilgili alanı bulması
için kullanılan ekrandaki menü.
Üstel: Üssel, eksponansiyel, üs.
UTC: Koordine Edilmiş Evrensel Zaman (Universal Tima
Coordinated).Rutin işler için kullanılan yazılım birimleri.
Yardımcı yazılımlar, bilgisayarın kullanımı ve işletiminde
yardımcı olan veya işletimini kolaylaştıran programlardır.
Bunlara örnek olarak, editör, hata-bulucu programlar ve
kütük yönetici programlar adı verilebilir.
UTILITIES: Yardımcı yazılımlar.
UUCP: (UNIX-to-UNIX CoPy).
UUCP: UUCP bağlantıları büyük çoğunlukla 1200 bps'ten
38.4Kbps'e varan hızlara sahip modemlerle sağlanıyor.
Bağlantılar genelde sakla ve-ilet mantığıyla yürütülüyor.
Ayrıca Internet-tabanlı UUCP bağlantıları da kullanıyor.
Düşük maliyeti UUCP bağlantıları 1970'lerde ortaya
çıktıklarından bu yana geniş kullanıma sahiptir.
|
V
VDOWAVE:
VDOWave hareketli görüntüleri sıkıştırmakta kullanılan
ilginç bir yöntemdir. Bu yöntemin en somut örneği
VDOLive'dir. Bu aygıt popüler Web tarayıcılara eklenerek
eş-zamanlı videoların büyük ölçüde sıkıştırılarak
görüntülenebilmesini sağlamıştır.
VERONICA: Nevada Üniversitesinde geliştirilmiş olan
Veronica (Very Easy Rodent Oriented Net-Wide Index to
Computerized Archives) binlerce gopher servisindeki her bir
menü maddesini içeren devasal bir veritabanıdır. Devamlı
güncellenen Vernonica veritabanı, birçok gopher menüsünden
bulunabilir. Internet dahilindeki Gopher sitelerinin
%99'unun kayıdı bulunan Veronica Gopher adresi arayanların
ilk uğradıkları nokta olmakta.
VERONICA: Adres:
http://www.scs.unr.edu/veronica.html
VGA (Video Graphies Aray): IBM PS/2 EGA'ya uyumlu
grafik cihazı. Analog monitörleri de destekler.
VHD (Video High Density): Yüksek yoğunluklu video
disk. Üç renk sistemine de uyar. Amerika'nin 525, Avrupa'nın
625 satırlı TV ekranlarına adapte olabilir.
VHF (Very High Frequency): Çok Yüksek Frekans 2'den
13'e kadar olan kanallarda televizyon yayını.
VHF (Very High Frequency): Çok yüksek frekans. 30
MHz'den yukarı, dalga boyu da 10 metrenin altındadır. Çok
kısa dalgaların yayım ve alımı için genellikle
yönlendirilmiş anten kullanılır.JVC tarafından bulunan en
popüler 1/2 inçlik tüketici bantı formatı. Daha
geliştirilmiş bir şekli ise Super VHS (S-VHS) diye bilinir.
VIRTUAL REALITY: Kullanıcının müdahale edebildiği
3-boyutlu ortama verilen addır. Sanal gerçeklik sayesinde
kişi ilüzyonlarla yaratılmış 3-Boyutlu dünyaya adım
atabilir, oradaki nesnelerle iletişim kurabilir.
http://www.zd.net.com adresinde bu konuyla ilgili ayrıntılı
bilgi ve bedava programlar bulabilirsiniz.
Virtual Reality: Bir yerde gerçekten bulunduğunuz
hissi, sağlayan, yüksek derecede gerçekçi bilgisayar
simulasyonları.Kendini programlara yamalayan, bu
programlarla ilişki kuran sistemlerdeki programlara da
yamalanarak yayılan program. Virüsler genelde bulundukları
sisteme çeşitli zararlar verirler. Truva Atı (Trojen Horse),
solucan (worm).
Virus: Virüs
Virus: Zarar vermek amacıyla kendini programlara
kopyalayan, bu programlarla ilişki kuran, sistemdeki diğer
programlara da yamanarak yayılan program.
Visual Basic: Görsel diller içerisinde, gerçekten
esnek bir dil olması, üzerinde herhangi bir değişkenliğin
kısa zamanda yapılabilmesi büyük avantaj. Esnek bir dil
oluşu nedeniyle uyumlu çalışma özelliği ileri düzeyde.
Günümüzde Visual BASIC'in 4.0 versiyonu bile çıkmıştır.
Visual search: Video kameralarda çekilen görüntülerin
kontrol edilmesini sağlayan ve normalden üç misli hızla
yapılan arama.
VİVA MAESTRO 16 VR: Bir ses kartı çeşididir.
Volatile memory: Geçici bellek.
VPS: Video programlama sistemi. Televizyondaki bir
programın başlangıcından sonuna kadar tam olarak
alınabilmesine imkan verir. Bunun için televizyon verici
istasyonun özel bir sinyal göndermesi gerekir. Bu sinyali
tanıyan video cihazı otomatik kayda geçer. Yayın sonunda
gönderilen bir başka sinyalle de video cihazı otomatik
kapanır. Bu özellikle şimdilik Türkiye'de bulunmamaktadır.
VRML: 3 boyutlu görüntüleri taşıyabilecek şekilde Web
sayfaları oluşturabilen bir dil.
VSAFE: Bilgisayarınızdaki virüs hareketlerini izler.
|
W
W3:
Dünya Çapında Ağ (World Wide Web):
WAIS: Geniş Alan Bilgi Sistemi (Wide Area Information
Servers)
WAIS: Internet üzerinde basit ve doğal bir dilde
sorgulama girişlerini tanıyan, bilgilere hızlı erişim için
indeksler kullanan, önceki aramaların sonuçlarının sonraki
aramaları etkilememesini sağlayan bir mekanizması olan
dağıtılmış bilgi hizmet birimidir.
WAN: Geniş alan ağı. Birbirleri arasında oldukça uzak
mesafe olan ve genelde PTT altyapısı kullanılarak
oluşturulan bilgisayar ağı. Ses dosya tiplerinden
bazılarının kullandığı dosya uzantısı.
WEBCRAWLER: America On Line'ın bedava Internet tarama
servisidir. Lycos tarama servisinden küçük olan servis her
ay 3.000 yenisi eklenen 60.000 web sitesini
tarayabilmektedir. http://www.webcrawler.com adresine
bağlanıp WebCrawler'in yeni kullanıcı arabirimi ile
tanışabilirsiniz.Bu servis diğer Web tarayıcılarından farklı
olarak sizi rastgele bir servise bağlayabiliyor.Böylece yeni
ve alışılmadık yerler keşfedebilirsiniz. Bu servisten ayrıca
çok ziyaret edilen Web servislerini öğrenebilirsiniz.
WEBCRAWLER: Adres: http://www.webcrawler.com
WEBMASTER: Bir web sitesinin editörlüğünü üstlenen
kişiye "Webmaster" adı verilir. Webmaster'in görevi, Web
sitesinin tasarımını yapmak ve "çarpıcılığını" korumaktır.
Günümüzde bu işi tek bir kişinin yapması çok zordur. Bunun
için genelde bir web sitesini birden çok kişi "takım"
ruhuyla ayakta tutar. Wehnelt silindiri: Elektron ışınlı
lambanın kontrol grisi.
Webmaster/Webmistress: Bir Web hizmet biriminin
sistem operatörü.
White balance (Beyaz ayarı): Renk dengesini otomatik
olarak ayarlayan sistem. Kamera otomatik moddan çıktıktan
sonra "WHT BAL", düğmesine arka arkaya basarsanız, "HOLD"
yazısı, güneş sembolü (outdoors) ve yanan lamba sembolü
(indoors) görürsünüz. Böylece üç ayrı beyaz dengesi ayarını
manuel olarak yapma imkanınız olur. Beyaz dengesi, beyaz ve
parlak görülen konuların doğal renk dengesini
sağlayabilmektedir. Işık şartları hızla değişen
diskoteklerde, fotoğraf stüdyoları gibi ışığın çok yoğun ve
parlak olduğu yerlerde, sodyum lambayla ve civa buharlı
lambayla yapılan karayolu tüneli aydınlatmalarında "indors"
konumu seçilir. Konunun ya da fonun tek renk olması halinde
"HOLD" konumuna geçilir. Basit ve doğal bir dilde sorgulama
girişlerini tanıyan, bilgilere hızlı erişim için indexler
kullanan, önceki aramaların sonuçlarının sonraki aramaları
etkilemesini sağlayan bir mekanizması olan, dağıtılmış bilgi
hizmetidir. archie, Gopher, Prospero.
WINZIP: Winzip, Windows 95, 3.1 ve NT
kullanıcılarının dosyalarını Internet üzerinden daha hızlı
aktarmak için daha küçük hale getirmeye yarayan bir
sıkıştırma yardımcı programıdır. PKZIP ve TAR kullanılarak
sıkıştırılmış dosyaları da açabilir. Adresi;
http;//www.winzip.com/winzip/
Wire-Frame Represertation: Bir nesnenin sanki
şeffaflaşmışcasına iskeleti ile görüntüye getirilerek üç
boyutlu gösterilmesi.
Wobbel: Çeşitli elektronik devrelerin karakteristik
eğrilerinin ekranında oluşturduğu cihaz.
Word processing: Kelime işleme.
Word: Bilgisayarda bilgi. (kelime işlem) Bir yapımın
ham kopyası Offine edit işleminde kulanılır.
Write protect: Disket üzerindeki bir tırnak.
Kapatıldığı zaman diskete birşey yazılamıyor veya
silinemiyor.
WWW (Word Wide Web): Dünya çapında ağ. Hypertext
tabanlı, dağıtılmış Internet bilgi sistemi. Kullanıcılar
hypertext dökümanları oluşturabilir, daha önce oluşturulan
dökümanları düzenleyebilir, gözden geçirebilir. İstek birimi
ve hizmet birimi programlarını ücretsiz olarak temin
edebilirİsviçre parçacık araştırma merkezi tarafından
yaratılmış olan hipertext tabanlı, dağıtılmış bilgi sistemi.
Kullanıcılar hipertext dökümanları yaratabilir,
düzeltebilir, yaratılmışları gözden geçirebilir. Kullanıcı
(client) ve dağıtıcı (server) programalarını ücretsiz olarak
temin etmek mümkündür.
W3: Dünya Çapında Ağ. Bilgisayar monitöründe
görülenin aynen basılı kopyada veya filmde de elde edileceği
anlamına gelir.
WYSIWYG: Ne Görürsen onu alırsın.
|
X
X Windows:
Çalışma sistemi veya grafik terminal satıcılarının çoğu
tarafından kabul edilen bir Window operasyon sitemi.
X-asis: Bir tablonun yatay çizgisi.
Xenon Projector: Xenon gaz dolu bir lambada ark
kullanan çok güçlü bir projektör.
Xrs: Opak ve transperanın yanısıra X-Ray taramayı da
gerçekleştiren 6cx modelinin bulunduğu PhotoStyler ile
beraber gelen tarayıcılar.
|
Y-axis:
Bir tablonun genelikle data rakamının bulunduğu dikey
çizgisi.
YAHOO!: Adres: http://www.yahoo.com
Yazılım (Software): Daha çok programlanan
yazılımlardır. Sarı Sayfalar (Yellow Pages).
|
Z
Z-axis:
3 boyutlu bir tabloda önden arkaya doğru olan.
ZIP: PKZIP kullanılarak sıkıştırılmış (daha küçük
dosya boyunda, ama eşdeğer bir dosya yapılan) bir dosya
"zıp" dosyası olarak adlandırılır. Dosya uzantısı, ZIP'tir.
Zoom Lens: Devamlı değişken görüntüsel uzaklıktaki
bir lens.
ZyXEL U-1496 Plus (Modem): Geniş LSD ekranı ve menü
sisteminin kullanım kolaylığı, 57400/14400bps veri ve 14400
faks hızının yanında ses işleme yeteneği, ayrıca özel
protokolle de olsa 19200bps transfer hızı, bu modeli yüksek
fiyatına rağmen cazip kılıyor. (Modem)
|
|